Yeni ve büyük Türkiye´nin mimarları

HABER10 Özel
Ergün Munduz / Furkan Düzenli

Halk oylamasının ardından halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan özellikle Doğu ve Güneydoğu Halkına teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan birlik ve beraberlik mesajı verdiği konuşmasında "verilen tüm oylar, elbette önemlidir ama özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki oyların ayrıca önemi olduğunu da burada vurgulamak isterim. Partilerin halk oylamasındaki pozisyonlarını dikkate aldığımızda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi´ndeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz.

İnşallah bu sonuçlar, ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının da müjdecisi olacaktır. Buradan ülkemizin tamamıyla birlikte bu bölgedeki vatandaşlarımıza tercihlerini ülkemizin birliğinden beraberliğinden kardeşlikten yana kullandıkları için hassaten şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum."? dedi.

AKİL İNSANLARDAN 7 HAZİRAN´A

Türkiye siyaset tarihinin kangrene dönen, ayağına pranga olan Kürt meselesi nihayet toplumun her katmanının katılımıyla bitmiştir. 16 Nisan halk oylaması katılım ve dağılımına dikkatli bakıldığında, halkımız birlik ve beraberlikten asla vazgeçmeyeceğini ilan etti.

Kürt meselesinin çözümü yönünde inisiyatif alan siyasi aktörler geçmişten bugüne vesayet odaklarının hedefi oldu. Hem Kürt siyasetçiler hem Türk siyasetçiler Kürt Meselesinin sebebi olan iki çarkın arasında ezildi: Türk tipi parlamentarizmin vesayeti ve 80´li yıllardan itibaren hızla büyüyen devrimci/sol /silahlı örgütlerin baskısı.

AK Parti´nin başlatmış olduğu sessiz devrim Demokratikleşmeyi merkeze alarak sorunun çözümünü hızlandırdı.

2013 yılı Nisan ayında toplumun hemen hemen her kesimi bu konuda inisiyatif aldı. Bu süreçte HDP, ?Türkiyelileşme? vaadiyle toplumdan ve Kürt halkından hatırı sayılır bir destek gördü. Ancak tarihi bir ironiye imza atan HDP, bir anlamda Kürt meselesinin de en büyük sebebi olan vesayetçi siyasetin savunucusu haline geldi. ?Seni Başkan Yaptırmayacağız? sloganıyla Türkiye devriminin karşısında konumlandı.

Muş Alparslan Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Abdullah Kıran Serbestiyet.com için kaleme aldığı makalesinde ?7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra HDP´nin izlediği politika, tam anlamıyla bir iflas ve yıkımdı. Kemalist gergedanlar öncülüğündeki HDP, Kürdün 40 yıl boyunca tırnaklarıyla kazarak elde ettiği tüm kazanımları bir anda hendeklere gömerek bitirdi.

Kürt halkı tarihinde ilk kez sivil ve demokratik mücadele yöntemiyle tüm haklarını elde edebileceği nitel bir sürece girmişken, yasadışı siyaset zeminine çekilerek tüm kazanımlarını yitirdi. Kemalist gergedanlar, 6 milyon seçmeni, 102 belediyesi ve 80 milletvekili olan bir hareketi, deyim yerindeyse faul yaptırarak kırmızı kartla sahanın dışına attırdı.? diyerek HDP´nin tarihsel sapmasını belirtti.

HDP ve PKK yalnızca Kürt halkının değil Türkiye´nin tamamını demokratik kazanımlarını harcamak pahasına şiddete sarılırken Kürt halkı hem 1 Kasım seçimlerinde sandığa yansıttığı iradesiyle hem de 15 Temmuz kanlı ihanet gecesi ve demokrasi nöbetlerinde stranlarıyla, türküleriyle Türkiye´nin birlik ve kardeşliğinin yanında durdu.

17 NİSAN SABAHI VE KÜRT SEÇMENLER

Halk oylamasında Kürt halkının kararının ne olacağı ilk günden itibaren tartışıldı. Kürt halkı, 16 Nisan Halk oylamasının, Türkiye´nin ve Ortadoğu´nun jeopolitik ve tarihsel bir eşiğine denk geldiğini anladı. Türkiye´nin tüm sorunlarının kaynağı dejenere bir parlamenter sistem yerine güçlü bir liderliğe ihtiyacı olduğunu kavrayarak, Güçlü Türkiye´nin vazgeçilmez bir parçası olduğunu gösterdi.

Halk oylamasına güçlü bir destek vererek Türkiye´de toplumsal mutabakatın büyük bir parçası olduğunu ortaya koydu.

Halk oylamasının sonucu 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçim sonuçlarıyla beraber değerlendirildiğinde Kürt halkının sorunların ancak Erdoğan liderliğindeki bir iradeyle çözülebileceğini, şiddettin kesinlikle reddedildiği ve Türkiye toplumunun kararlı bir parçası olduğu anlaşılacaktır.

İlhami Işık Star gazetesindeki köşe yazısında, ?Kürtlerin Kürt sorunu ile kurdukları aidiyet ve bağlılık ilişkilerini bir bütün olarak Türkiye karşıtlığı ile değerlendirmemek gerekir.

Türkiye´de yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu şiddet ile kendi arasına ciddi biçimde mesafe koymuştur. Kim ne derse desin Türkiye´de yaşayan Kürtlerin siyasal iradesi Türkiye ile birlikte yaşamak arzusunun ifadesidir. Bu sosyolojik ve politik durum devlete sorumluluk yüklediği kadar bu durumun değişmesi gerekir inancında olan Kürtlere de sorumluluklar yükler.? değerlendirmesinde bulundu.

17 Nisan´da Türkiye artık farklı bir aşamaya geçti. Hükümetsizlik sisteminden ve her türlü vesayetin aşıldığı, toplumsal mutabakatı önceleyen bir aşamadayız. Kürtler yeni ve büyük Türkiye´nin mimarları olarak bir ve tek vatanımızın parçası olduğunu şiddet ve vesayet odaklarına bir kez daha gösterdi.

KAYNAK: http://www.haber10.com/guncel/yeni_ve_buyuk_turkiye_nin_mimarlari-699803