Tarih: 28.02.2024 22:50

Ya İstanbul’u Kazanamazsa !

Facebook Twitter Linked-in

 

Başlığı okuduğunuzda kim için bu başlığı attığım sorusu aklınıza gelmiş olabilir.

Aslında favori iki isim içinde başlık geçerli. Yani mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ile en güçlü rakibi AK Parti adayı Murat Kurum.

Çünkü her iki isimde kendi kulvarında siyaseten gelecek vadeden isimler.

Şimdi bu iki ismin siyasette var olmasının önündeki engel İstanbul Büyükşehir Başkanlığı yarışı.

Her şeyden önce bu yarışı kaybeden bir seçimden çok daha fazlasını kaybedecek ki bu kesin.

Yani her aday için söylem “ Ya ben İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni alır” desek çokta abartı olmaz.

İmamoğlu siyasi başarılarına başarı ekleyerek bu konuma geldi. Siyasetle ilk tanışması 2008 yılında CHP üyeliği ile oldu. 2009 yerel seçimlerinde CHP’den Beylikdüzü Belediye başkan aday adayı olduysa da CHP tarafından o dönem aday gösterilmemişti.

Ancak aynı yıl İmamoğlu CHP Genel Merkezi tarafından Beylikdüzü ilçesine ilçe başkanı olarak atandı. İmamoğlu kendisine sunulan bu siyasi pencereyi çok iyi kullanarak bugüne kadar geldi.

Önce Beylikdüzü teşkilatını toparladı ve kongrede seçilmiş ilçe başkanı oldu, ardından Beylikdüzü’nde izlediği halkçı siyaset ile yıldızı parlamaya başladı. O kadar ki 2010 yılında yapılan Anayasa reformu referandumunda ilçe belediyesi AK Parti yönetiminde olmasına rağmen İmamoğlu’nun başarılı çalışmalarıyla ilçenin yüzde 54’ü referandumda hayır oyu verdi. Bu sonuç lokal olsa da İmamoğlu’nun AK partiye karşı kazandığı ilk zaferdi.

Çünkü belediyesi AK Partide olup da referanduma hayır veren tek ilçe Beylikdüzü olmuştu.

İmamoğlu 2014’de ilçe belediye başkanlığına aday oldu ve bir önceki seçimlerde CHP’nin %30 olan oy oranını %50.8’e çıkartarak rekor bir oyla Beylikdüzü belediye başkanı oldu.

Bu da AK Partiye karşı kazandığı ikinci önemli başarı oldu. Zira İmamoğlu, AK Parti yönetimindeki Beylikdüzü’nü CHP’ye kazandırmıştı

İmamoğlu en nihayetinde 31 Mart seçimleri ile tekrarlanan 2 Nisan seçimlerinde üst üste iki kere daha kazanarak bu sefer İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.

Yıllardır AK Parti’de olan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin CHP’ye geçmesi kendisi için belki de siyasi bir döndüm noktasıydı.

İmamoğlu son genel seçimlerdeki millet ittifakının başarısızlığından CHP’nin kurmay yönetimini sorumlu tutarak isyan bayrağını ilk açma cesaretini gösterdi.

CHP kongresinde İmamoğlu’nun başlattığı değişim hareketi ile CHP tarihinde bir ilk yaşanarak delege kararıyla genel başkan koltuktan indirildi.

Hiç şüphesiz bu ilkin yaşanmasının mimarı da İmamoğlu’ydu.

Şimdi ise İmamoğlu, İstanbul seçimini tekrar kazanıp CHP içerisindeki zaten mevcut olan lider konumunu vazgeçilemeze yükseltip, sonrasında CHP genel başkanlığına oradan da Cumhurbaşkanlığına uzanma stratejini hedeflediği görülüyor.

İmamoğlu’nun yükselişinin devamı mutlak olarak İstanbul’ un yeniden kazanmasına bağlı.

Eğer İstanbul kaybedilirse o zaman İmamoğlu için kariyer hedefleri terse işliyor. CHP kongresinde kaybeden ve şimdiden erketeye yatan gelenekçi CHP’liler bunu fırsat bilip olağanüstü kurultay çağrısıyla mevcut yeni CHP yönetimini ve dolayısıyla İmamoğlu’nu tarihin tozlu sayfalarına gönderebilir.

Murat Kurum’u ise ilk kez 2018 yılında Cumhurbaşkanının kendisini Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak atadığında tanıdık. Kurum Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemin ilk Çevre ve Şehircilik bakanı. Kurum Bakanlığı döneminde TOKİ ile birçok sosyal konut kampanyaları hazırladı,

365 bin sosyal konutun yapımını sağladı. Elazığ, Malatya, İzmir, Kastamonu, Bozkurt, Manavgat, Marmaris, Giresun gibi doğal afet yaşanan kentlerde 46 bin afet konutu sosyal donatı alanlarıyla inşa ettirdi. K. Maraş depremi ardından bölgede geçici yaşam alanlarının kurulmasını, 180 bin afet konutunun yapımını başlattı. Bakanlık görevi boyunca başta birçok büyükşehir olmak üzere 45 şehir meydanını restore ettirdi. 484 millet bahçesinin yapımını başlattı, İstanbul’da 39 millet bahçesi yapımını başlattı, bakanlığı döneminde 13’ünü tamamladı.

2023 Genel seçimlerinde AK Parti İstanbul Milletvekili olarak meclise girdi.

Kurum Cumhurbaşkanlığı sisteminin literatür kazandırdığı “bürokratik siyasetçi” modelinin en bariz örneğidir.

Kurum; Özellikle afet bölgelerinin yeniden imar ve ihyası için yaptığı çalışmalar ile takdir topladı.

Asrın felaketi K. Maraş sonrası depremin ülke gündemindeki popülerliğini koruması ve Kurum’un bakanlığı döneminde afetler sonrası gösterdiği başarılı performans, İstanbul depreminin bilimsel olarak olası olması ve bu depreme karşı tedbirlerin alınmasının vazgeçilemez ve ertelenemez önemi ve depreme karşı alınacak tedbirler başta kentsel dönüşüm gibi projelerin seçmenin en büyük beklentisi olması Kurum’un avantajları olarak görülebilir.

Kurum, İstanbul’u CHP’den geri alırsa AK Parti siyasetinin ilerleyen süreçlerinde liderliğin en iddialı ismi olabilir. Bu başarı Kurum’u Cumhurbaşkanı sonrası AK Parti dönemi için Cumhurbaşkanlığı makamına kadar taşıyabilir.

Kurum’un kaybetmesi halinde ise sonraki siyasi hayatına sevilen bir bürokratik siyasetçi olarak devam edebilir ise de bir liderlik iddiası artık kalmayacaktır.

Zira Türkiye’de seçim kaybeden efsane olamaz.

Sonuç olarak bana göre İstanbul’u kaybeden aday aslında bir seçimden çok daha fazlasını kaybedecek. Adaylarda bunun farkında.

Seçime yakın son virajlarda İstanbul’da rekabetin iyice kızışacağını ön görmek için kahin olmaya gerek yok.

Bu mücadele adayların bireysel kariyeri için olmak ya da olmamak, devam ya da tamam anlamına geleceği çok açık.

Sizce kim adaya veda eder?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —