Epey bir aradan sonra alıyorum kalemi kaldığı yerden elime, bir hüzün çöküyor yüreğime, sorular ardı ardına parlıyor, anlamakta güçlükler çekiyorum? bu duygu ve düşüncelerle mevcut sorulardan 9 tanesini yazarak sizlerle paylaşma gereği hissediyorum...!
Suçlunun suçsuza, yalanın doğruya, ve en kötüsü Adalet kavramının kişilere göre ikame edildiği, amiyane bir tabirle hukukun üstünlüğünden ziyade üstünlerin hukukunun gövde gösterisi yaptığı bu günlerde, Milliyetçi ve Ülkücü hareketin neden hak ettiği noktada olmamasına bir anlam veremiyorum neden mi?
Ve bu noktadan hareketle anlamsızlaşan sorularımı siz kıymetli okurlara yöneltmek istiyorum..!
- Milliyetçilik; Mensup olduğu Milleti yüceltme şuuruna dayalı bir düşünce şeklidir, bu düşünce şeklinin neresinde bir sıkıntı yada sorun vardır ki, Milliyetçilik yüreklere sığdırılamamaktadır?
- Ülkücülük; Milli düşünen ve Milletini her alanda her fende en iyiye götürme fikrini temel alan, membaı İslamiyet hedefi, Lider Ülke Türkiye ve Türk Milleti olan anlayışın neresinde bir sıkıntı vardır ki, yıllardır Ülkücü camiaya her anlamda saldırılar yapılmaktadır?
- Ahlakçılık; Toplumun değerlerini en üst seviyede koruyabilme ve bireylerin birbirleriyle münasebetlerine, ahlak sınırları içerisinde yön veren bir durumdur ki bu durum bırakın farklı siyasi düşünceye sahip olmayı hangi insana tuhaf gelebilir?
- İlimcilik; Teknolojinin devleştiği bu yüzyılda hiç kimseye bağımlı kalmadan her alanda kendi kendine yetebilme durumudur ki bu durum neden algılanamaz?
- Toplumculuk; Sosyal adalet ve sosyal yardımlaşma gibi bireyi topluma kazandırma unsurlarına dayalı düşünce şeklidir ve günümüz Türkiye?sinin belki de en büyük sosyal sorunlarına çaredir, fakat bu çare neden faaliyete geçirilmez?
- Köycülük; Tarım ve Hayvancılık konusunda ithalata mecbur kaldığımız bu günlerde köyleri ve köylülerimizi teknolojinin verdiği imkanlarla donatarak,ülke ekonomisine ciddi bir girdi sağlama fikri neden ciddiye alınmaz?
- Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik; Aklı hür, vicdanı hür olmayan, olamayan bireyler zaman sonra Şahsiyetlerinden ciddi anlamda ödünler vermek zorunda kalırlar, sorunun çözümüne yönelik bu düşünce şekli neden karşılık bulmaz?
- Gelişmecilik ve Halkçılık; Halkın,Gelişmişlik düzeyi, yapılan yardımlarla değil yardıma muhtaç olmayan bir Halk oluşturmayla mümkün olabilmektedir, hal böyle iken neden Türk Milleti kömüre, makarnaya muhtaç edilir ve her anlamda gelişerek mağdur değil mağrur bir millet olamaz?
- Endüstricilik ve Teknikçilik; Kalkınmanın ve bölgesinde güçlü bir devlet olabilme fikrinin neresinde bir yanlışlık vardır?
Hülasa Türk milletini, yeniden hayata döndürmeyi amaçlayan 9 ışık fikri, milletini ve ülkesini seven İnsanlara neden sevimsiz gelmektedir?
Ülkesi, bayrağı için kabirlere sığan ülkücüler Asil Türk milletinin bağrına neden sığamamıştır?
Umudum ve beklentim, sancısız hiçbir doğumun olmayacağı yönündedir, Ülke olarak geçirmiş olduğumuz bu günler, sancımız olsun ve doğacak yeni dünyamızın adıda gerçek Adaletin hakim olacağı, hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin, terörün artık son bulacağı Milletini; şahsi menfaatlerinden daha fazla sevecek insanların, yönetim kadrolarında olduğu bir TÜRKİYE olması yönündedir.
Zira, sen istersen o bir hayal değildir..!
Gökhan ARSLAN
https://twitter.com/ARSGKN
facebook: garslan25@hotmail.com
Epey bir aradan sonra alıyorum kalemi kaldığı yerden elime, bir hüzün çöküyor yüreğime, sorular ardı ardına parlıyor, anlamakta güçlükler çekiyorum? bu duygu ve düşüncelerle mevcut sorulardan 9 tanesini yazarak sizlerle paylaşma gereği hissediyorum...!
Suçlunun suçsuza, yalanın doğruya, ve en kötüsü Adalet kavramının kişilere göre ikame edildiği, amiyane bir tabirle hukukun üstünlüğünden ziyade üstünlerin hukukunun gövde gösterisi yaptığı bu günlerde, Milliyetçi ve Ülkücü hareketin neden hak ettiği noktada olmamasına bir anlam veremiyorum neden mi?
Ve bu noktadan hareketle anlamsızlaşan sorularımı siz kıymetli okurlara yöneltmek istiyorum..!
