Sedat Peker´in Kaleminden
Kıymetli Dostlarım,
Kalbimden geçen şeyleri söylediğim zaman beni bazı arkadaşlarımız, partizanlık yapmakla suçluyorlar. Ancak ülkece öyle bir hassas noktadayız ki susmaya da gönlüm razı olmuyor.
Bazen düşünüyorum da bizim ülkemizi yöneten bazı partilerin üst yöneticileri, acaba çocukluklarında mahallelerinde hiç oyun oynamamışlar mıdır? O mahallelerin sokaklarını adımlarıyla eskitmemişler midir? Yani kısacası bir semt çocuğu olmanın kültürünü bilmiyorlar mıdır?Diye gerçekten çok düşündüğüm oluyor.
13-14 yaşlarında mahalleler arası kavga olduğunda (diğer mahallelere karşı) mahallenin içinde birbiriyle konuşmayan gruplar dahi birlik olurken bugünlerde ülkemiz açıkça 3 terör örgütüne karşı düşük yoğunluklu savaş halindeyken ayrıca da birçok devletle el altından görünmeyen bir şekilde psikolojik harp savaşı yapıyorken bizi temsil eden partiler,maalesef ki düşmanlara karşı birleşemiyorlar.
En başında da söylediğim gibi bir hükümetin kurulabilmesi bu şartlarda bence mümkün görülmüyor. Herkesin tahmin edebileceği gibi Kasım´da erken seçim var (Hiç değilse bu sefer oyumuzu ciddi bir şekilde kullanmalıyız.). Ülkemizi bir daha belirsizlik içinde bırakırsak gerçekten felakete doğru sürükleniriz.
Geçenlerde bir yazı okudum. Benim paylaşımlarımda detaylı olarak anlatmak istediğim şeylere kısa başlıklar halinde değinmiş. Yazı şöyle diyordu; pkk´ya karşı operasyon yapmadığı için AK Parti Amerika ile anlaştı. Güneydoğu´da bir kürdistan kurduracak diye suçlayanlar, pkk´ya karşı çok şiddetli operasyonlar başlayınca bu sefer AK Parti´yi durup dururken pkk ile olay çıkardınız, ülkenin her yerini yangın yerine çevirdiniz,diye suçluyorlar.
AK Parti hükümetini deaş´a operasyon yapmadığı için deaş´ın bir parçası olmakla suçlayanlar, deaş terör örgütüne operasyonlar başlayınca bu sefer gereksiz yere deaş terör örgütüne saldırdılar (erken seçimde oy toplamak için), nerden geleceği bile belli olmayan bombalı saldırılara karşı ülkemizi hedef yaptılar, diyorlar.
Dhkp-c´ye operasyon yapmayarak şehirlerin içindeki birçok ilçeyi bu örgüte teslim ettiniz diyenler, operasyonlar başlayınca örgüt üyelerini yargısız infazla öldürüyorsunuz, diye ayağa kalkıyorlar. Kendi kendime düşünüyorum ve diyorum ki; burda bir anormallik var (Bu anormalliği görmek için çok zeki olmaya da gerek yok. Bir parça akla sahip herkes zaten bu durumu görebiliyor.).
Kıymetli Dostlarım, herkesin oy vermek istediği bir partisi olabilir (Bu çok normal bir durumdur.). Ancak kavga durumunda yani düşmana karşı bütün herkesin birleşmesi gerekir. Ancak bizim ülkemizde böyle bir şeyin olması bir yana halen daha birbirlerinin gözlerini çıkarmaya çalışıyorlar. ALLAH aşkına bunu mahalle çocukları bile yapmazken Koskoca yetişkin insanlar bunu nasıl yapıyorlar, bunu gerçekten anlamıyorum.
Daha önceki yazılarımda size İran acemlerinin TÜRKİYE´nin gizli düşmanı olduğunu devamlı söylerdim. Beni haklı çıkaran ilk beyanat, İran Genelkurmay başkanından geldi. pkk´ya karşı yaptığımız haklı saldırılarımızdan dolayı yaptığı açıklamasında bize neredeyse bir tek küfretmediği kalmış.
Kıymetli Dostlarım, bir tarafta İran acemleri, diğer tarafta İsrail siyonistleri... Tarihi düşmanımız Çin,bir başka tarafta ermeniler... Büyük şeytan diye tabir edilen Amerika ve Avrupa´yı unutmak ne mümkün. Hem bu ülkeler hem terör örgütleri bizi yok etmeye çalışırken 13- 14 yaşındaki bir semt delikanlısının tavrını gösteremeyen politikacıların, acaba bu halka vereceği güven sizce ne kadardır?
Tekrar söylüyorum; savaş durumunda, yani kavgada herkes birlik olmalıdır. BU YÜZDEN ZAMAN, DEVLETE VE HÜKÜMETE DESTEK OLMA ZAMANIDIR. Mehmet Akif ERSOY üstadın tabiri ile; ?Yoksa istikbalimizden korkulur hem de çok korkulur.?
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER
Erzurum
22.11.2024