Yerel seçimler kapıya dayandı.
Başkan adayları belli olmaya başladı.
Peki seçmen nasıl bir belediye Başkanı istiyor?
Baştan söyleyeyim;
Seçmenin uçan-kaçan, beş yıl boyunca havada kalan mega projelere karnı tok….
Ama sadece mega projelere karnı tok, yoksa yağa, bala, ete, kavurmaya aç…
Seçmen mucize vaadlere de şerbetli….
Şerbetli dediysem lafın gelişi yoksa şerbetinde hatırı sayılır bir maliyeti var artık..
Seçmen ne istiyor?
Seçilecek başkanın sadece kendi işini yapmasını istiyor.
Seçmen mega projeleri ve mucize vaadleri olması gerektiği gibi hükümete havale ediyor…
İşsizliği, enflasyonu…
30 TL’yi aşan doları, 2.000 TL’ye dolan yakıt deposunu….
45 derecelik bir eğri ile yükselen faizi, fahiş kira bedellerini, sanayisizleşmeyi, adaletsiz gelir dağılımını, vergi yükünü, sağlık ve eğitim sorunlarını, aya giden astronotumuzun dönüş biletini hükümet çözsün…
Emeklinin,
Diplomalı işsizlerin,
Atanamayan öğretmenlerin,
Sözleşmeli uzman çavuşların,
Çekini ödeyemediği için hapis cezasına, çaptırılan esnafların,
Üniversite okuyan öğrencilerimizin, vatan için mücadele etmiş gazilerimizin,
Emekli olduğu halde hala taksiye çıkarak eve bir parça ekmek götürme telaşında ki ak saçlıların, ahvalini de hükümet sorsun……
Belediye başkanı sosyal belediyecilik yapsın..
Şehrinde ya da ilçesinde fakir fukaranın yanında olsun…
Hastanelerde şifa arayan hastanın veya kilometrelerce uzaktan gelen hasta refakatçisinin yanında olsun…
Evinde yakacak olmayan, pişirecek aşı olmayanların belediyesi olsun…
Üniversite okuyan öğrencinin arkasında dursun…
Alt yapısı eksik olan köylerin/mahallelerin alt yapı sorununu çözsün…
Şehri makam aracının siyah camlarından değil, şehrin dış çeperlerinde tutunan ve “kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli,mevsimler geldi geçti görüşmeyeli” şarkısını mırıldayan insanların gözüyle şehri izlesin…
Koruma ordusu ile değil hemşerileri ile kol kola gezsin…
Konuşulabilir olsun…
Çözüm odaklı olsun…
Telefonunu sessize almasın, telefonu şarja koysun şarjı bitmesin…
Ulaşılabilir olsun…
Büyük dağları yaratana iman etsin ama küçük dağları kendinin yaratmadığının da farkında olsun, Yaradana şirk koşmasın….
Kendine makamı bahşedenin o şehrin insanları olduğunu asla unutmasın…
Şehir içi ulaşım giderlerini sübvanse ederek ucuzlatsın,yaşlı, emekli,öğrenci gibi sosyolojik sınıflara ulaşımda pozitif ayrımcılık yapsın…
Toplu ulaşım lüks olmasın…
Su ucuz olsun, evlerin su faturaları hamamlarla rekabet etmesin,
Yeşil alanlar oluştursun,yemyeşil alanlar…
Şehri betona boyamasın…
Çocuklar sokak aralarına mahkum olmasın..
Kentsel dönüşüm olsun ama “rantsal dönüşüm”olmasın..
Belediye şeffaf olsun…
Hesap verilebilir olsun…
Yandaş, fondaş değil hizmet ettiği “vatandaş” olsun…
Kıstası akrabalık değil ehliyet/liyakat olsun..
Şehir borç batığına saplanmasın,şehrin parası faize değil yatırıma gitsin…
Seçildiği partinin değil renk gözetmeksizin tüm şehrin başkanı olsun…
Seçmen istemiyor;
Lüks makam odalarında seçmenle saklambaç oynayan bir başkan olmasın…
Kadir gecesinden kadir gecesine mübarek cemalini seçmenine gösteren bir başkan olmasın…
Fildişi kulelerinden siyaset yapan bir başkan olmasın…
Show yapmasın…
Algı mühendisliği yapmasın…
Velhasıl kelam bana göre başkan dediğin, ne bileyim biraz şey olsun (!)
Av. Ebubekir ELMALI
