Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi ve beraberindeki heyeti kabulünde konuştu. İşte Takvim gazetesinde yer alan o konuşmadan bazı bölümler:
Türkiye`nin 1923`te sonra ihracat rakamı 50 milyon dolardı. 1 milyar doların üzerine 1973`te çıkabildi. 10 milyar doların üzerine 1987`de, 20 milyara 1995`te ulaştı. 2002`de 36 milyarı bulabilmişti. 79 yılda ulaşabildiğimiz rakam 36 milyar dolardı.
2014 yılında ise bu rakam, istatistiklere giren ihracat itibariyle 158 milyar dolara ulaştı. Bavul ticareti başta olmak üzere, aslında ihracat olan ancak istatistiklerde gözükmeye faaliyetlerle birlikte bu rakamın 171 milyar dolara ulaştığı ifade ediliyor.
2008 yılından itibaren dünyada ciddi bir finans krizi ortaya çıktı. Bu küresel krizin etkileri devam ediyor. Ben o zaman, "teğet geçecek" demiştim.Bu ifadeyi alaya alanlar oldu. Geçmişte kendi kendisine krize giren Türkiye vardı. Sonuçta Türkiye bu krizi 2009`daki sınırlı bir gerilemeyle atlattı ve sonra büyüme sürecini devam ettirdi.
İDRAK TUTULMASI VAR ?
BU millet her zaman başarılamaz denilen şeyleri başarmış bir millettir. Çanakkale`den cumhuriyetin kuruluşuna, Menderes ve Özal döneminden son 12 yıla kadar birçok örnekleri vardır. Bu konuda bir derdimi paylaşmak zorundayım. Hep söylüyorum. Cumhurbaşkanlığı makamındayım, ama kenara köşeye çekilmiş bir makamda değilim.
Bizim güçlenmemizi istemiyorlar. Bu ülkede büyüme oranı beklenenden düşük çıktı diye sevinç naraları atanlar var. Çağlayan adliyesinde yaşanan terör saldırısında, bir kez daha bu duruma üzüntüyle şahit olduk. Savcımızın şehit edilmesini tek ses protesto edemeyenler, bu olayı hükümetin aleyhine kullanmak istedi. Devlet terörü diyecek kadar alçalanları gördük. Teröre terör, teröriste terörist diyemeyenleri ibretle takip ettik.
Benzer bir idrak tutulmasını Ağrı`da bölücü terör örgütü tarafından yapılan saldırıda bir kez daha yaşadık, yaşıyoruz. Ağrı`da yaşanan hadise şudur. Diyadin ilçesinin bir köyünde, ağaç dikmek için etkinlik yapılacağı bilgisi ilgili kurumlara ulaşıyor. Daha önceki etkinliklerde vatandaşlara seçim baskısı yapıldığı haberleri alındığı için, valiliğimiz etkinliğe izin vermiyor.
Güvenliği sağlamak hem de bölücü terör örgütü mensuplarının istismarına izin vermemek için güvenlik kuvvetlerimiz tedbir alıyorlar. Bu çerçevede, Tendürek dağından geldiği anlaşılan, teröristler tarafından ateş açılıyor.
Güvenlik kuvvetlerimiz, açılan ateşe misliyle karşılık verdi. 4 jandarmamız yaralandı, 5 örgüt mensubu ölü olarak ele geçirildi. Yaralanan jandarma personelimize Allah`tan acil şifalar diliyorum. Bir provokasyon varsa, terör örgütü güdümündeki partinin kurduğu bir provokasyondur.
Güya jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları gelip oradan almış. Bunların tümü külliyen yalandır. Bölgeye giden helikopterlerimize ateş açıldığı için, askerlerimiz hastaneye zor şartlarda ulaştırılmıştır. Siviller kendi istekleriyle askerlerimizle beraber yapmışlardır. HDP mensupları bahane edilerek bu meselenin istismarı vicdana sığan bir davranış değildir.
Birileri meseleyi kendi meşreplerine göre başka taraflara çekmeye çalışıyor. Sürecin başladığı günden beri, bölücü örgüt elebaşlarının, siyasi partinin ikircikli samimiyetsiz bir tavır içinde olduklarını biliyoruz.
Neymiş efendim, bölücü örgüt mensupları da bu etkinliklere katılma hakkına sahipmiş. Yahu siz kendinizi ne sanıyorsunuz, siz bu devleti milleti ne sanıyorsunuz?
GÖMÜLECEK, BETON DÖKÜLECEK
En büyük desteği de bölge insanından gördük. Kardeşliği yüceltmek için analar ağlamasın diye çıktığımız bu yolda, analar ve babalar başta olmak üzere, tüm milletimizden aldığımız hayır duayı çok iyi biliyoruz. Biz duayla yolumuza devam ederken, karşımıza sürekli bedduacılar çıkıyor.
Devletin güvenlik kuvvetleri dışında, elinde silahı olan herkes bu ülkenin ve bu milletin düşmanıdır. Bu silah ister Ağrı`da isterse Okmeydanı`nda hiç fark etmez. Gücü silahla elde etmeye çalışanlar zavallılardır, korkaklardır. Samimi bir tavır ortaya koymayıp, demokrasiden söz eden iki yüzlüdür.
Biz çözüm sürecini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü bu bizim millete sözümüz. Öyle silahların yurt dışına çıkarılmasından söz etmiyorum. İrlanda`da nasıl yaptıysalar, toprağa gömülecek, üzerine beton dökülecek. Silah ve siyaset, ateş ve su gibidir. Birlikte olamazlar, eninde sonunda biri birini imha eder.
TÜSİAD İSTİKRARI BALTALIYOR
Şimdi Türkiye`de gerek ihracat noktasında, gerek ekonomiyle ilgili konularda, en hassas olması gereken kurumların içinde TÜSİAD geliyor. Ancak TÜSİAD Başkanı yaptığı açıklamalarla adeta istikrar ve güveni baltalamaya çalışan, iş dünyasını tedirgin eden bir tavır içinde bulunuyor. Bu üslup yanlış. Enflasyonun düştüğünü fark edecek kadar maalesef enflasyon ölçüleri göremiyor. Cari açıktaki olumlu görüşleri göremeyecek kadar maalesef gözler bu işlerde ama. TÜSİAD`ın mensuplarını yatırın masaya, hepsi güçlerini beşe katladılar. Bire beş katlıyorsun, hala istikrarsızlıktan bahsediyorsun. Böyle bir şey olabilir mi?
PAPA`YI KINIYORUM
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Papa`nın 1915 olayları hakkındaki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Papa`nın açıklaması karşısında üzüntü duydum. Türkiye`yi ziyaretinde farklı bir siyasetçi görmüştüm. Bırakalım tarihçiler araştırsın. Arşivlerimizi açıyoruz. Varsa Ermenistan da ar şivlerini açsın. Papa`yı kınıyorum ve bu tür yanlışlara düşmemesi gerektiğini vurgulayarak uyarıyorum.
,TAKVİM