Tarih: 10.03.2024 16:00

İstanbul seçiminin sosyolojik şifreleri

Facebook Twitter Linked-in

 

Yerel seçimler sathı mahaline girildi. Siyasi partiler seçmen terazisine çıkıyor. Tümünün amacı bu seçimlerde başarılı olmak. önceki yerel seçimlerde alınan oy oranlarının artırılması, kazanılan şehirlerin korunması, kazanılamayan yeni şehirlerin kazanılması, belki de Ak Parti özelinde kaybedilen başta İstanbul olmak üzere Büyükşehirlerin geri alınması başarının ölçütü olacak.
O halde seçimlerdeki en büyük başarı ölçütü İstanbul olacak. Hem Ak parti hem de CHP için.
Eğer İstanbul CHP de kalırsa kurultay sonrası yaşanan değişim seçmenden güven oyu alınmış olur. Ancak CHP İstanbul’u kaybederse yeni yönetimin meşruiyeti kesinlikle sorgulanacak.
Ak parti İstanbul’u kazanırsa Ak Parti için son dört yıl diye siyasi ömür biçenler bu iddialarını rafa kaldırmak zorundalar.Ak Parti İstanbul’u yine kazanamazsa İstanbul için o saatten sonra sosyal demokratların siyasi kalesi olarak kabul edebiliriz.
İstanbul seçimi terazinin tam merkezi.
Peki en güçlü ve iddalı iki parti nasıl bir strateji izliyor?
Ak Parti iktidar partisi olması nedeniyle yerel siyaseti genel siyasetle destekliyor. Deprem sorunsalı merkezde ve bu büyük sorunun ancak hükümet desteğiyle çözülebileceği gerçeğini seçmene anlatıyor. Zaten bu nedenle de Ak Partinin adayı önceki Çevre Şehircilik bakanı Murat Kurum oldu. Ak parti siyasi değil bürokratik bir profille seçmen karşısında.Türkiye siyasetinde “siyasetçi” modelinin seçmen üzerindeki olumlu etkisi düşünüldüğünde Ak Parti, siyasetçi bir adayın karşına bürokratik bir aday çıkartmanın handikaplarını yaşayabilir. Daha açık bir ifade ile seçmen beklediği siyasi dinamizmi Kurumda bulamayabilir.
Ancak Seçmen, deprem tehlikesini siyasi başat yaparsa Murat Kurum gibi liyakatli ve hususan başarılı bir isim daha önce İmamoğlu’na oy veren seçmenden oy alabilir.
Kürt Seçmen Stratejisi
Chp ise stratejisini “kent uzlaşısı” üzerine kurdu.
Nedir kent uzlaşısı?
Kavramsal olarak var fakat içerik olarak CHP kurmaylarının içini dolduramadığı kocaman bir muamma.
Daha çok İstanbul’da yaşayan ve Ak Partiye oy vermeyen,yasal olsun olmasın her türlü ideolojinin oyuna talip olmak gibi görünüyor. Yani aslında kent uzlaşısı kavramı ideolojik olarak mistik iktidar karşıtlığı üzerine kurulu.
Peki bu kavram İstanbul’u CHP’ye kazandırdırmaya yeter mi?
Kent uzlaşısı en azından biçimsel olarak Türk siyaset sosyolojisinde başarı getirecek bir kavram değil. Torba seçmen üzerinden yerel seçim kazanılması mümkün değil.
Ak Partiden uzaklaşan muhafazakar seçmen şehir uzlaşısı adlı altında kim olduğunu bilmediği ideolojik ve tematik parti seçmeni ile aynı kayığa binmez.
Aslında CHP kurumsal aklı bunun farkında. Kent uzlaşısı kavramının daha çok DEM Parti’ye oy veren bir kısım Kürt seçmen sosyolojisi için tasarlanmış olabileceğini düşünüyorum. Yani Dem ile yapılan ittifaka daha geniş bir kavram ismi koyulmuş gibi. Böylece hem DEM partiye oy veren 900 bin seçmeni kazanmak hem de İYİ Partili olmasına rağmen CHP ile kolkola siyaset yapmaktan gocunmayan gri zemin milliyetçi oylarını ürkütmemek düşünülmüş olabilir.
CHP İstanbul’da DEM Parti seçmeninin kendisine oy vereceğine inanıyor. Bence de CHP bu seçmenin oyunu alabilir.
Kürt seçmen nüfusu her geçen gün artıyor. Bu sosyolojik gerçek siyasal bir vakıa olarak karşımıza çıkıyor.
Elbette Kürt seçmenin tamamı DEM parti seçmeni değil. Hatta büyük bir çoğunluğu bugün için DEM Parti seçmeni değil. Ancak araştırmalar gösteriyorki sekülerleşen Kürt gençliği “kimlik siyasetini” ön planda tutuyor. Kimlik siyasetini önceleyen Kürt seçmen DEM Partiye koşulsuz destek veriyor.
Kendisini seküler olarak tanımlayan Kürt seçmen ise Dem ile CHP ittifakına da geçmişte ki siyasi çatışmaları umursamadan kolayca uyum sağlayabiliyor.
Ak Parti ise DEM’in ve CHP stratejine karşı HÜDA-PAR’ı ittifaka katarak yanıt verdi. Bu stratejik siyasal hamle bence açılım projelerinden çok daha etkin ve çözüm odaklı bir hareket olmasının yanı sıra pek çok dengeyide Ak Parti lehine değiştirdi.
Bir kere her şeyden önce muhafazakar Kürt seçmenin oyu MHP’nin ittifak ortalığına rağmen AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakında konsolide oldu. Diğer yandan Kürt seçmene “muhafazakar” olmak koşuluyla iktidar olmanın önü açıldı. Bana göre en önemlisi genç Kürt seçmenin önüne muhalif sekülerizme karşı muhafazakar iktidar, siyasal bir alternatif olarak koyuldu. Ak parti kurumsal aklı iktidarın karşı konulamaz cazibesi ile Kürt gençliğinin sekülerleşme eğiliminin de önüne geçeceğini düşünüyor.
Ak Parti bu hamle ile İstanbul’da Kürt seçmen etkisini dengelemiş oldu. Oyları bölünen Kürt seçmen sosyolojisi İstanbul seçimleri için artık belirleyici özellikte değil.
Ancak şunu da belirtmek lazım, İstanbul seçimleri sosyolojik olarak daha pek çok farklı denge ile tartılıyor vesselam.
Hayır olsun diyelim hayır olsun….




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —