CHP, İYİ Parti ve HDP ittifakını inkar eden Meral Akşener ve ekibine, yine kendisine yakınlığıyla bilinen Yeniçağ yazarından ‘itiraf’ niteliğinde bir yazı kaleme alındı.
Yeniçağ yazarı Arslan Tekin, bugünkü köşesinde “Muhalefet partileri de HDP'ye karşı tek ses olmalıdır. Muhalefet partileri de HDP'ye karşı tek ses olmalıdır. Daha yakın zamanda üç şehit verdik. Katledenler Semra Güzel'in Volkiş'inin yoldaşları değil mi? HDP başka, PKK başka denilemez. Sağ elle sol el, beyinle kalp arasında bir ayrılık olur mu? Muhalefet partileri birbirlerini ziyaretlerinde bu meseleyi de masaya yatırmalıdırlar.” dedi.
Arslan Tekin’in Yeniçağ’daki yazısı şöyle:
"Semruşum seni çok özledim. Gel."
"Volkişim hangi dağda, hangi mağradasın!"
"Canımın içi. Her zaman buluştuğumuz mağaradayım. Irak'a geç. Seni aldırırım. Yakında Türk askerine büyük saldırımız olacak. Morale ihtiyacım var."
"Senin için uçar gelirim Volkişim!"
HDP milletvekili Semra Güzel'in, sevgilisi (Kendisi "sözlüm" diyor) PKK militanı Volkan Bora ile Kuzey Irak'ta dağda sarmaş dolaş fotoğrafları 2017'ye aitmiş. Ama şimdi ortaya çıkarıldı. Militan, askerlerimizce öldürülmüş. Cep telefonu alınmış. Elbette hemen içini incelemişlerdir. O fotoğraflar biliniyordu. Neden şimdi servis edildi?
Acaba, diyorum, HDP'nin kesin kapatılması isteniyor ama Anayasa Mahkemesi'nde bir direnme mi sezdiler de yeni deliller ortaya koyuyorlar? Kapatılması için kesin bir delil bu sarmaş dolaş fotoğraflar.
HDP'nin PKK ile iç içeliği tartışılmaz. "HDP kapatılmalıdır!" başlığını atarak ilk yazan da biziz (13 Ekim 2014). Yazımızı "Kobani" diyerek efsunlaştırdıkları Aynülarab'daki IŞİD saldırıları bahane edilerek içimizin karıştırılması, insanlarımızın öldürülmesi, binaların ateşe verilmesi üzerine yazdım. Bir başka yazımda "HDP içinde neredeyse suça karışmayan yok. PKK ile iç içe bir parti. Bunu herkes dillendiriyor. Sadece ve sadece hendekler kazılması ve hendekler önünde HDP'lilerin çıkıp neredeyse 'Artık bağımsızlık yolu açıldı' demeye gelen sözler etmesi bu partinin kapatılması için yeterli sebep değil mi?" dedim.
Bu parti hakkında yazdıklarımı sıralasam günlere yayılır. Hani derler ya, çok iyi bildiklerini belirtmek için, ben bunun kitabını yazdım! Lafın gelişi değil; hakikaten öyle. Günlük yazılarım bir tarafa kitabını da yazdım.
"Bask modeli" diyorlardı. Ta İspanya'ya, Fransa'ya uzandım. İspanya'dan ayrılmak isteyen Basklıları inceledim. "İspanya'yı anladık. Fransa nereden çıktı?" diyeceksiniz. Pireneler'in bir tarafı Fransa ve Bask'ın uzantısı bu ülkede. Basklar, Fransa'dan ayrılmaktan bahsetmiyorlar. Hemen sınırın ötesine geçiyorlar, büyük destek görüyorlar.
PKK'ya karşıyım, onun için yazıyorum, değil mesele. İncelemesem HDP'nin kapatılmasında bu kadar ısrarcı olmam.
Baskların silahlı örgütü ETA'nın destekçisi, bizdeki HDP karşılığı diyeceğim, Batasuna kapatıldı. AİHM de İspanya'yı hak verdi.
PKK, kurucuları eski Marxistler olduğu için, Türkiye'de "sol"dan büyük destek gördüler. Batı ülkelerinde de yuvalanmalarının asıl sebebi bu.
Neo-liberallerimiz etnikçi. Komünistlerimiz neo-liberallerin tuzağına düşmemeliler. Bu ülke hepimizin ama bütün olarak hepimizin. O parça şunun bu parça bunun dersek, bir müddet sonra bir kol şu parçada, bir bacak bu parçada, beynin arafta kalır; Hepimiz kaybederiz.
Anayasa'nın ilk üç maddesi her şeyi özetliyor. Ha dersiniz ki: "Atatürk milliyetçiliği" diye bir şey olur mu? Olmaz tabiî. Hiçbir fikrî hareketlerde şahıs adı üzerinden milliyetçilik yapılmaz. Bu bahis ayrı. (Alparslan Türkeş ve Liderlik kitabımızda ayrıntılı yazdım.) Demek istediğim, siz "milliyetçi" deyince belli kesimi anlıyorsanız, "yurtsever" kavramı içine, halkın birliğini sokabilirsiniz. "Yurtseverlik" sizi kurtarır.
Muhalefet partileri de HDP'ye karşı tek ses olmalıdır.
Daha yakın zamanda üç şehit verdik. Katledenler Semra Güzel'in Volkiş'inin yoldaşları değil mi?
HDP başka, PKK başka denilemez. Sağ elle sol el, beyinle kalp arasında bir ayrılık olur mu?
Muhalefet partileri birbirlerini ziyaretlerinde bu meseleyi de masaya yatırmalıdırlar.
KAYNAK: YENİAKİT