Günler hızla geçiyor, geçerken de dün neler yaşadık, neler gördük, neler konuştuk ve neler yazdık hepsi film şeridi gibi gözlerimizin önünden akıp gidiyor.
Sahi 7 Haziran´dan evvel yazılıp çizilen o koskoca senaryolara ne oldu başkan yaptırmayacağız, yargılanacaksınız, bu ülkenin önünde en büyük engel Erdoğan´dır. Bir an evvel bu ülke Ak Parti iktidarından kurtulmalıdır, o büyük, büyük yolsuzluklar hemen yargıya taşınmalıdır. Faşist diktatör Erdoğan, faşist hükümet, say sayabildiğin kadar, insan hatırlatınca bir tuhaf oluyor.
Kimse sormuyor ya kardeşim işte fırsat geçti elinize yapın haydi, siz üç siyasi parti Ak Partiye karsı bir blok oluşturmadınız mı? .
Hedefiniz Ak Partiyi devirip bu ülkeyi kurtarmak değimliydi? CHP, MHP ve HDP milletvekili sayısı bir hükümet kurmaya yetiyor, neden kurmuyorsunuz?
Ve faşist diktatörden hesap sormuyorsunuz?
Neden yapmıyorsunuz sizi ne engelliyor?
Yoksa siz faşist diktatör derken sadece propaganda olsun diye mi söylüyordunuz.
Yok değilse eğer gerçek inancımız bu idiyse neden hemen bir hükümet kurup bizi faşist bir diktatörlükten kurtarmıyorsunuz?
Öyle anlaşılıyor ki bu yalan propagandayla ancak buraya kadar gelebildiniz.
Daha siz yan yana gelip bir meclis başkanını bile seçtirmekten acizsiniz, onu bile başaramayan siz muhalefet partileri, Ak Partisiz bir hükümeti düşünmek bile istemiyorsunuz.
Madem siz buydunuz niçin bizlere aylarca başka şeyler anlattınız, siz hiç bir zaman iktidar olmayı düşünmediniz.
Artık itiraf ediniz, .rahatlarsınız inanın, hazin bir tablo iktidar olmaktan korkan ama iş konuşmaya gelince onlarca iktidar kurabileceğini söyleyen garip bir muhalefet partileriyle karsı karşıyayız.
Rahmetli Ahmet Kaya´nın söylediği gibi ?Nereden Bakarsan Tutarsızlık? hele ki barajı aşarsa her şeyi değiştirebileceğini söyleyen ve bu göre kendi tarihselliği dışında müttefik arayışına giren HDP için ayrı bir dram olsa gerek.
Çözüm ve barış sürecini yıllardır beraber yürüttüğü Ak Partiyi bir numaralı düşman ilan edip, tek hedefinin onu düşürmek üzerinden yürütmesi, sonradan ne olacak sorusunu ne kendisine nede ona oy veren milyonlara sordurtmaması apayrı bir çaresizliğini ürünü olsa gerek.
Evet, barajı aştınız ve bir numaralı düşman olarak gördüğünüz ak partiyi tek basına hükümet kuramaz hale getiriniz.
E simdi ne olacak sorusu kocaman, kocaman duruyor karşınızda, çözüm sürecine ihanet diyen bir MHP ve çözüm sürecinde Abdullah Öcalan yani İmralı olmamalı diyen bir CHP ile baş başa kaldınız.
Bunun için miydi barajı aşmak, hiç düşünmediniz mi Ak Parti zayıflarsa güçlenecek olanlar barış ve çözüm karşıtları olacak, bunu hiç mi hesaplamadınız.
Bence hesaplamıştınız ve ondan ötürü Ak Partiyi tüm kötülüklerin anası olarak hep sundunuz ve secim sürecini bunun üzerinden yürüttünüz.
Bu körlük sizde olduğu gibi Ak Partide de var oldu, oda hedefine yalnızca HDP´yi koyarak bir secim sürecini yürüttü ve HDP karşıtlığı eşittir Kürt karşıtlığına dönüşür okumasını bir türlü yapmak istemedi ya da yapmadı.
Son uç yıldır kaybetmiş olduğu algı üstünlüğünü görmek istemedi ve kullandığı, dil ve aday seçimiyle zaten kaybettiği algı kabiliyetini seçimde ağır bir yenilgiyle ödemiş oldu.
Sonuç olarak hem Ak Parti hem de HDP beraber dayak yediler hala bizi kim dövdü modundan çıkamadılar.
Umarım en yakın zamanda gerçekçi analizler ve eleştirilerle her kes kendi konumunu gözden geçirir.
Ve kendisine şu soruyu sorar; secimde % 10 barajı çözüm sürecinin garantisidir diyen HDP şu anda hangi koalisyon denkleminde duruyor.
Ve çözüm sürecinin devam etmesi için Ak Parti´ye koalisyon teklifinde bulunmayı neden ve niçin yapmamaktadır.
Eğer HDP çözüm sürecini CHP ve MHP ile sürdüreceğine inanmıyorsa?.
Batmangapgazetesi.com