Erzurum Haber 25: Bugün sizlere, tüm semavi dinlerin reddettiği, insanları bunalımların eşiğinde intiharlara götüren, evler yıkıp ocaklar söndüren, materyalizm ve kapitalizmin destek verdiği bir sömürü sistemi olan faizden bahsedeceğim.
Faiz; diğer adlarıyla riba ve tefecilik; borç veren kişinin, alacağını tahsil ederken, verdiği değerden fazlasını tahsil etmesidir.
Faiz ve tefecilik sisteminde; faizle borç alan kişi çalışır, ancak kârını, bazen de sermayesini üstüne koyarak borcunu öder. Bazen ödeyemez kavga eder. Bazen hapse düşer, bazen icraya düşüp, evini ocağını kaybeder. Bazen faizli borcunu ödemek için, başka başka faizlere bulaşarak çıkmazlara girer. Bazen toplumda izzet ve şerefini kaybederek, ?üçkağıtçı ve yalancı" mührünü yiyerek toplum dışı kalırlar. Bazen de bunalıma girip ya başkalarının canına veya kendi canlarına kıyarlar.
Faizle borç verip tefecilik yapanlar ise; paralarına güvenip tembelliğe düşerler. Helâlinden çalışanlar Allah`ın sevgilisi olurken; onlar şeytana sevgili olurlar. İnsanlara paraları kadar kıymet verip, insanlıktan uzaklaşırlar.
Ve bu tür insanlar haram kazançlarına kılıf bulmak için "faiz de bir alışveriştir" diyerek dini istismar ederler. Harama, helâl dedikleri için dinden de çıkmış olurlar.
Faiz hastalığına bulaşanlar, Allah korkusunu kaybederek, topluma her türlü kötülüğü yapmaya hazır olup, iyilik, sadaka, zekât ve yardımlaşma adına ne varsa hepsine düşman olurlar.
Faizci ve tefeciler, insanları kandırmak için bazen Müslüman görünür, Allah ve peygamber adına yeminlerle, dini kendilerine alet ederler. Ve dinden görünerek çıktıkları yoldan, münafık olarak geri dönerler.
??????????..
Faiz yiyenleri Kur`an-ı Kerim şiddetle kınamaktadır. Allah-û Tealâ Bakara suresinin 275. ayetinde şöyle buyurur: "Faiz yiyenler kıyamet günü, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların ?Alış veriş te faiz gibidir? demelerindendir. Oysa Allah, alış verişi helâl ve tefeciliği haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir ve tefecilikten vazgeçerse, geçmişte olan kendisinin olur. Onun durumu Allah`a aittir. Kim tefeciliğe dönerse, işte onlar ateşliklerdir. Onlar orada temelli kalacaklardır."
Kıyamet günü şeytanın çarptığı kimsenin kalkışını düşünmek bile, insanın tüylerini ürpertiyor. Sadece tefecilerden değil, kurumlardan faiz alanların ve her türlü faizle uğraşanların da bu sınıfa girdiklerini unutmayalım. Allah`ın huzuruna çıkacak şeytanın çarpacağı kimselerin kalkışını iyi düşünelim.
Yarın, "Haberim yoktu, bilmiyordum" diyemeyiz. Çünkü: Kur`an`da olan her emirden sorumluyuz.
Bu günden tövbesiz faizcileri ve tefecileri, yarının kıyametinde, şeytanın çarpacağı kimseler olarak görelim. Bu dünyada yaptığımız zerre kadar iyiliğin ve zerre kadar kötülüğün karşılığını göreceğimiz gün gelmeden, hareketlerimize dikkat edelim. Yediğimiz lokmaların amellerimize etki yaptığını bilerek şu hadis-i şerifin meâline kulak verelim.
Enes İbn-i Malik, Resulü Ekrem`e şöyle soruyor.
Ya Resulallah, ben dualarımın kabulünü isterim. Bana bunun yolunu gösterir misiniz? Diye rica ettim. Resulü Ekrem:
?Ey Enes, helâl kazan duan kabul olur. Zira, kişi ağzına haram bir lokma götürse, kırk gün duası kabul olunmaz.?[3] buyuruyor.
Herkes akıl sahibidir, Kur`an, bizi Kur`an`la amel etmeye çağırır. Şeytan ise Kur`an`sız amele çağırır. Aklına hakim olanlar bu günden tezi yok tövbe eder. Ve kurtuluşa çağıran şu ayet meâline tabi olur.
"Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah`tan sakının ki, kurtuluşa eresiniz."[4]
Son olarak peygamberimiz buyurur ki: ?Mirac gecesi, bir kavme uğradım ki, karınları evler gibi iriydi, bu karınların içi yılanlarla doluydu ve yılanlar dışardan gözüküyorlardı. Ben: ?Ey Cebrail! bunlar kimlerdir?? Diye sordum. ?Bunlar, faiz yiyenlerdir.? Dedi.?[5]
Cenab-ı Zülcelâl Hazretleri, faizle uğraşanları ıslah eylesin, bizleri de faiz ve tefecilik illetinden muhafaza buyursun. Amin.
konyaninnabzi.com