Tarih: 09.01.2015 10:32
Erzurum?un Kravatlı TEFECİLERİ
Erzurum ekonomisi son günlerde göz göre göre depremler yaşıyor.
Hayatın her alanında farklı alarmlar çalıyor.
Sorunlar, Trajediler gittikçe derinleşiyor.
Bu gidişatı yazmaya, dillendirmeye ve konuşmaya teşebbüs ettiğimizde, sözüm ona
?Memleketimizin Modern Tefecileri?!? feryat figan ediyor.
?Memleketin İmajını Bozuyorsunuz? diyorlar.
Soruyoruz
?Hangi İmaj??
Siz, Tefecilerin eline düşüp intihardan başka seçeneği kalmayan, evinin tavanında asılı bulunacağı günü beklediğiniz en yakın arkadaşınızın cesedinin
İmajı mı?
Yoksa, elindeki avucundaki son kuruşuna kadar döküldüğü, parmağındaki son alyans yüzüğünü bozdurup bir yuva sahibi olmak için dolandırılan abimizin, kardeşimizin, anamızın, bacımızın çizdiği
İmaj mı?
Yoksa, Siz Gündüzünde maç keyfi yapıp, gecesinde tiner partilerinde toplanıp, kumar masalarında En yakın arkadaşınızı sarhoş edip kendinize borçlandırıp Bir Villa kapmak için çizdiğiniz
İmaj mı?
?Kentimizin İmajını bozuyormuşuzzzzz?!?
Eğer ki
?İmaj? Yuva sahibi olmak için biriktirdiği üç beş kuruşa göz dikip, o garibin gurabanın, fakirin fukaranın paralarıyla alemler yapıp, servetinize servetler katmak ise.
Eğer ki
?İmaj? Vakıflarda, Derneklerde, Kuruluşlarda, Örgütlerde, Kulüplerde ve Odalarda yönetici hatta başkan görünümü kisvesiyle, çeki, senedi yazılan, İflas erteleme kararı alınan esnafa zor gün dostu görünüp kuyusunu kazmak ise..
Ve Eğer ki
?İmaj? hasta çocuğunu kurtarabilmek için, Kırılan İncinen gururunun ve onurunun savaşını verirken siz paradan başka hiçbir kutsalı olmayan Tefecilere karşı yenik düşmek ise?
BATSIN BU İMAJ?.
Şöyle bir beyin Jimnastiği yapalım ve kişiliğimizden, kimliğimizden utanalım.
Bugünlerde Sırf Paradan başka hiçbir şeyi olmayan, toplumda Adam diye içimizde barındırdığımız O Adam müsvettelerinden?
Son günlerde Şehrimizin Hatırı sayılır esnaflarının çeklerinin dönmesi, senetlerinin protesto olması ve İflas erteleme kararı almalarına kadar giden gidişattan bir tek Şehrin Esnaf, Tüccar, Tacir ve İşadamı görünen Gizli Tefecileri etkilenmiyor.
Ekonomik çöküntü, toplumun her kesiminde aynı şiddette ve aynı olumsuzlukta hissedilir.
Şehir kaybetti mi, kundaktaki bebelerden tutun da, çeyiz düzen gelinlik kızlara, yetmişinde dedelere kadar, herkes kaybeder;
Bir kesim hariç:
Tefeciler!
Onlar Şehir kaybettikçe, toplum kaybettikçe, esnaf kaybettikçe?
Hep, birileri kaybettikçe kazanırlar.
Zaten onlar kazanmak için varlar.
Düzenlerini krizler üzerine, kayıplar üzerine kurarlar.
Bir alev gibi, çevredeki her şeyi yakıp yıkmak, ama -illa ki- küllerine sahip olmak isterler.
Parolaları kazanmaktır?
Yuva yıkmak, can yakmak pahasına bile olsa kazanmak.
Kazanırlar da?
Ama onca kazanmalarına rağmen, bir gün olsun çalışıp yoruldukları, terledikleri vaki değildir.
Nadiren büro açarlar. Sektör tayin ederler kendilerine.
Ha Birde Gizli Ortaklıkları olan Şirketleri vardır.
Kardeşlerinin, eşlerinin ve çocuklarının üzerine.
Genellikle ayaklı banka gibi ortalıkta dolaşır dururlar.
İhaleler takip eder, Çıkma alır. Çıkma verirler.
Birde batmaya yakın işadamlarının banka hesaplarını takip ederler.
Şehrin Önde gelen İşadamlarının aralarına girip kendilerine kimlik ararlar.
Vakıflarda, Örgütlerde, Kuruluşlarda, Kulüplerde ve Derneklerde Yönetici, hatta Başkan olurlar.
İhtiyacı olan gelip bulacak nasılsa.
Düğmelerini ilikleyecek, ?abi, başkan, hacı? diye hitap edecek,
Hay! Bunların Abilikleri de, Başkanlıkları da, Hacılıkları da yerin dibine batsın?
En yakın göründüğü arkadaşının yüzsuyu dökeceği, onuru ve şerefi dışında bir de kefil göstereceği günü bekleyen akbabalar bunlar?
İlk bakışta tanıyamazsınız onları.
Çünkü bazıları sıkı Müslüman kamuflajı arkasına gizlenirler.
Kulakları ezanda, akılları cemaattedir?
Ne mübarek insan dersiniz kendinizce.
Bazıları takım elbiseli, kravatlı.
Bir de 4X4 jeep.
Şişkin ceplilere hürmette kusur etmeyiz ya biz!
Ah! Biz yok muyuz, biz!
Bu yüzden itibarlıdırlar ha.
Şehrin aydınından, sanatçısından, siyasetçisinden, Bürokratından saygındırlar.
Kişi başına düşen doktor, öğretmen, din adamı sayısından fazladır bu şehirde, kişi başına düşen tefeci sayısı.
Sayılarını üçle, beşle, onla çarpın, alın size kurban sayısı.
Ticari anlayışımızın katsayısı?
Bu kişilerin ilkesi bencilliktir.
Dünya üzerindeki tüm zenginliği ele geçirmek için uyguladıkları en önemli yöntem tefeciliktir.
Başka bir şey bilmezler.
Sütunlarını çöküntü üzerine kurarlar.
Harabeler, yıkıntılar üzerine yükselirler.
Bu yüzden bir esnafın işlerinin kötüye gittiğini eşinden önce onlar bilirler.
Kendi aralarında üç beş kişilik sürü halinde takılırlar.
Sürülerinde, Şehrimizin Kurum ve Kuruluşlarında en çok alım-satım yapılan sektörlerin kalemleri vardır.
Şehirdeki tüm ihaleler, arsalar, katlar, villalar onların çemberinden geçer.
Onlar! Şehrin İşadamları, Vakıf Üyeleri, Dernek yetkilileri, Kulüp yöneticileri, Oda Başkanları gibi sınıflandırılsada aslında onlar;
Şehrin Mütegallibeleridir.
Osmanlı ve Türk tarihi lüteratüründe yerel, mahalle ağaları ve beyleri için kullanılan bir terimdir mütegallibe.
Bir başka ifadeyle mütegallibe; zorba, herkese üstünlük sağlayan, maddi güç ile çevresindekileri susturan kimseye denir.
Mütegallibeler, İlk İnsan Hz. Adem?den itibaren başlar, bütün hak davalarının karşısına dikilmişlerdir. Haklıya karşı, mazluma karşı her zaman varlardır.
Geçtiğimiz yüz yılda bunlardan bazıları, faizcilik, tefecilik yaparak halkı canından malından etmişlerdir.
Bunlar iyi yerler, iyi giyinirler, vergi de verirlerdi. Paralı adamlardı. Fötür şapkaları, takım elbiseleri, ütülü miltanları ve kravatlı olurlardı.
Bugün Erzurum?da bir takım mütegallibeler oluşmuş.
Bilirsiniz. Anatomi de (Vicdan) bir organ olarak tanımlanmadığından dolayı bunlar ellerini koyacakları yeri bulamamaktadırlar.
O yüzden tüyü bitmemiş yetimin hakkına tecavüz bunlar için Zafer şarkısı geliyor.
Siz varın söyleyin Zafer şarkılarınızı,
Benden size son bir söz;
Zulm ile Abad Olanların, Ahirleri Berbat Olur.
VESSELAM?..
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —