Devlet, hükümet, belediyeler, kurumlar, kuruluşlar ve daha bilumum organizyonlar eliyle koronavirüs sürecinde önlemler alınıyor.
Hastalık sürecinde büyük ölümlerin önüne geçilmesi için tarihte görülmemiş, tüm dünyayı aynı telaş içine sokan bir mücadele yürütülüyor.
Ekonomi neredeyse durdu, hayat durdu, insanlara ısrarla evlerde kalma çağrısı yapılıyor, hastalığın ilerlememesi adına çağrılar ardı ardına yapılıyor.
Bu süreçte verilen sayısız desteğe rağmen evinde kalmak isteyen ama evinde kaldığı için büyük zorluklar yaşayan insanlarımız var.
Devlet ve diğer birçok kuruluşun geceli gündüzlü mücadelesine rağmen hala büyük sıkıntılar yaşayan insanlarımız evlerinde kendilerine uzanacak yardım ellerini beklemeye devam ediyor.
Ve insanlarımız bu süreçte Erzuruman özelinde Valiliği’nden tutun Büyükşehir Belediyesine, ilçe belediyelerinden tutun Tüm Kamu Kurum ve kuruluşları'na kadar sayısız yere başvuruyor. Yardım istiyor, hayatta kalmak için destek istiyor, bu süreçte fakirlikle birlikte, salgının iyice artırdığı fakirliği bitsin diye kapılar aşındırıyor.
Malum, mübarek bir ayı yaşıyoruz.
Ve bu ay maneviyat dolu olması kadar yardımlaşmayı, paylaşmayı da öne çıkaran bir ay…
Tarihte belki de hiç bu kadar yardımlaşma ve paylaşmanın öne çıkmadığı şu süreçte zekât kavramı bir kez daha önümüze çıkıyor.
Bu salgın süreci bize oruç tutmak kadar, oruç tutarken yaşadığımız büyük yoksunluğu anlayıp açlıkla mücadelenin ne zor olduğunu bize tekrar tekrar hatırlatıyor.
İşte bu süreçte geçtiğimiz yıllarda yapılan yardımları, paylaşımları, destekleri kat be kat artırmanın tam zamanı.
Şartlar geçtiğimiz yıllara kıyasla daha çetin olsa da toplumun neredeyse tamamı büyük kayıplar yaşasa paylaşım hiç olmadığı kadar önemli bir husus olarak öne çıkıyor!
Hani şu Ramazan ayında yapılan gıda, nakit, fitre, zekât destekleri var ya, esas bu zamanda bolca yapılması, dağıtılması gerekiyor.
Her yıl paylaşılan gıda kolilerinin esas bu yıl kapı kapı dolaştırılması, ihtiyacı olana ulaştırılması gerekiyor.
Devlet eliyle, kurum-kuruluşlar eliyle zaten yapılabilecek her şey yapılıyor!
Ama bu süreçte bize, Erzurumlular’a, Erzurum’da doğan, Erzurum’da doyan, Erzurum ile bağı olan herkesin Erzurum’daki fakir, fukara, yoksul ve ihtiyaç sahibine el uzatması gerekiyor.
Burada adında Erzurum olan Erzurum ile bağı olan tüm kuruluşların önemli vazifeleri var.
Erzurum'da yıllardır görev yapan bir Basın yayın kuruluşu olarak çağrıda bulunuyoruz.
İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa, İzmir gibi illerdeki iş adamları, vakıflar, dernekler, Federasyonlar…
Kentin hali vakti yerindeki iş adamları…
Gelin bu süreçte Erzurum’a ve ihtiyacı olan Erzurumlulara her yıldan daha büyük yardımlar yapın!
Bu zor süreçte tüm yükü Erurum'un sayılı birkaç kurum/kuruluşuna bırakmayın.
Şahit olduğumuz için, bildiğimiz için söylüyoruz.
İnsanlar bulabildiği her yere başvurular yapıp, kurum/kuruluşların kapısında dolaşıp duruyor.
Bir kutu gıda kolisi almak için çalmadık kapı, aramadık insan bırakmayanlar var.
Gelin zekatı, fitresi, sadakası her neyi varsa tamamını Rahmet ve Marifet ayı olan Ramazan’da Erzurum'un ihtiyaç sahipleriyle buluşturun.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet (S.A.V) “Zekât vermeyen bir toplum, rahmetten, iyilikten mahrum kalır.” diye buyuyor.
Biliyoruz ki, zekat malı hem temizler hem de artırır. O halde gün zekatı, fitreyi, sadakayı, yardımı adı her ne olursa olsun bu desteği Erzurumlu ihtiyaç sahiplerine ulaştırma günüdür.
Haydi Şimdi bu haberi okuyan herkesi göreve davet ediyoruz. "DUYAN DUYMAYANA DUYURSUN LÜTFEN!"
