Büyük bir mücadele örneği vererek kazandığımız destansı zaferin 106. yıldönümüne, “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi”ne ulaşmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu zafer aynı zamanda, tarihten silinmek istenen bir milletin tüm imkânsızlıklara rağmen “Çanakkale Geçilmez” diyerek vatanını korumak için verdiği mücadelenin şanlı destanıdır. Çanakkale’nin bunun ötesinde her millet ve her coğrafya için ayrı anlamları vardır. Çanakkale’deki direnişin ve imtihanın bir anlamı herkese “kendi inancı, değerleri, dili, kültürü ile vatanında, millî bayrağı altında özgürce ve insanca yaşamasını” temin etmektir.
Çanakkale, Anadolu’nun tapusudur. Çanakkale, Millî Mücadele’nin müjdesidir. Çanakkale ezanın, bayrağın ve vatanın anlam haritasıdır. Çanakkale; ecdadın Müslüman Türk evladına ve gençliğine en önemli emanetidir, sonsuza dek çiğnetmeyeceği namusudur. Çanakkale, bu coğrafyada yaşayan tüm Türk ve Müslüman çocukları tarafından iyi bilinmesi ve anlaşılması gereken bir destandır.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır ifadesinin çıkış noktası Çanakkale Zaferi’dir. Bu zafer, dünyaya Türk’ün tükendiği zannedilen gücünün zor şartlar altında mücadeleyi kazandığını göstermesi bakımından önemlidir. Çanakkale Muharebeleri aynı zamanda Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıkışının da habercisidir.
Şanlı ecdadımızın kadın-erkek demeden 7’den 70’e büyük fedakârlıklarla kazandığı bu zaferi, gençlerimize en doğru şekilde anlatmayı ve onları bu bilinçle yetiştirmeyi görev edinmiş bulunmaktayız. Bu duygu ve düşüncelerle, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü korumak için canlarını hiçe sayıp savaşan ve bize bu günleri armağan eden, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere olmak üzere tüm şehitlerimiz ile kahraman gazilerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyor, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferimizin 106. yıldönümünü kutluyorum.