Tarih: 30.05.2016 22:33

ERZURUM ILICA ŞEKER FABRİKASINA´DA TALİPLER

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Açıklamada, ´Pankobirlik Kamu Şeker Fabrikalarının tamamına taliptir´ denildi.

Şeker fabrikalarının yanlış bir özelleştirme modeli ile özelleştirilmesi durumunda bunun Türkiye´ye faturasının çok ağır olacağına dikkat çekilen Pankobirlik açıklamasında, şu ifadelere yer verildi;

?Zira yanlış özelleştirilme modelleri ile sadece arsa spekülatörlerine fabrikaların özelleştirilmesi neticesinde, birkaç tanesi dışında diğerlerinin kapatılması kaçınılmaz görünmektedir.

Fabrikaların kapanması halinde ise şekerde dışa bağımlı hale gelinecek, bırakın ucuza şeker tüketilmesini, şeker AB ülkelerinden de pahalıya tüketilecek ve AB ülkelerinin veya dünyadaki diğer üreticilerin ürünleri desteklenmiş olacaktır."

EN DOĞRU ÖZELLEŞTİRME MODELİ

Pankobirlik açıklamasında, tamamı öz sermaye ile kurulan şeker sanayinin korunması ve desteklenmesi için kamu şeker fabrikalarının en doğru özelleştirme modelinin, işletme hakkının üreticilere devredilmesi olduğu belirtilerek, ?Bunun için Pankobirlik olarak kamu şeker fabrikalarının tamamına talibiz? denildi.

PANKOBİRLİK AÇIKLAMASINDA DİKKAT ÇEKEN KONULAR

Ülkemizde Toplam 7 adet şirkete ait 33 şeker fabrikasında pancar şekeri üretilmekte olup, bu fabrikaların 5 tanesi Pancar Kooperatiflerine, 3 tanesi özel sektöre ve kalan 25 adet fabrika devlete ait olup, özelleştirme kapsamındadır.

Özelleştirmede amaç rekabetin yeniden tesisidir. Aynı zamanda özelleştirme tüm toplumu ilgilendiren bir karardır. Ancak özelleştirme fikri uygulama sürecinde birçok problemi de beraberinde getirmektedir.

Sağlam temel ve kurallara oturtulmamış, özelleştirme ruhunun tersine yapılan uygulamaların sonucunda bir takım sosyal sorunların çıkması da kaçınılmaz olmaktadır.

Şeker üretim maliyetlerinin düşürülerek rekabetçi hale gelebilmesi için sanayi desteklenerek korunmalı, şeker fabrikalarının ille de özelleştirilecekse üreticilerin söz sahibi oldukları bir modelle işletme hakkının üreticilere devredilmesi ve tarımının sürekliliği sağlanmalıdır.

Ana fikrini bu mantık üzerine kuran Pankobirlik özelleştirme konusunda tüm platformlarda çalışmalarını sürdürmekte, Üniversiteler ile işbirliği içinde raporlar hazırlayarak yetkilerle paylaşmakta, Yönetim Kurulumuz ve Genel Müdürlüğümüz düzeyinde fabrikaların bulunduğu yörelerimizdeki milletvekilleri ile düzenli toplantılar yaparak konuyu anlatmaktadır.

Zira yanlış özelleştirilme modelleri ile sadece arsa spekülatörlerine fabrikaların özelleştirilmesi neticesinde, birkaç tanesi dışında diğerlerinin kapatılması kaçınılmaz görünmektedir.

Fabrikaların kapanması halinde ise şekerde dışa bağımlı hale gelinecek, bırakın ucuza şeker tüketilmesini, şeker AB ülkelerinden de pahalıya tüketilecek ve AB ülkelerinin veya dünyadaki diğer üreticilerin ürünleri desteklenmiş olacaktır.

Pankobirlik özelleştirmeye karşı değildir. Özelleştirmenin modeline karşıdır. Zira Özelleştirme sürecinde; Devam eden belirsizlikler, sektörde ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Bu da özellikle yetişmiş insan gücünün sektör dışına çıkması ve teknolojinin eskimesi şeklinde kendini göstermektedir.

Fabrikaların yatırım ihtiyaçlarının en alt düzeyde karşılanması, sosyal amaçlı fabrikaların getirdiği olumsuz performans ve üretim maliyetlerinin yüksekliği gibi birçok etken şeker üretiminin etkinliğini azaltmaktadır.

AB ülkelerindeki politika reformları göz önüne alındığında, Türkiye´de önümüzdeki dönemlerde mevcut politikalar ve fiyat verimlilik yapısı kooperatif fabrikalarımız seviyelerine çekilmedikçe şeker üretiminin sürdürülebilirliğinde zorluk yaşanacağı söylenebilir

Tüm bu etkenler göz önünde bulundurulduğunda özelleştirme modeli seçilirken dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde saymamız mümkündür:

Mevcut fabrikaların kırsal ve bölgesel kalkınma politikaları içinde üretimde kalıcı bir yer edinmesinin sağlanması,

Sosyo-kültürel açıdan tarımsal üretim geleneğinin devamı,

Doğu fabrikalarımızda üretimin sürdürülebilirliği, özerkleştirilerek, üretim maliyetlerin düşürülmesine yönelik projeler dâhilinde iyileştirmeye tabi tutulmalı, fabrikalarımız karlı olacak yatırımlarla desteklenmelidir.

Bu bölgelerdeki hayvancılık faaliyetlerinin önemi göz önüne alınarak, pancarın önemli bir yem hammaddesi sağladığı da unutulmamalıdır.

Diğer bölgelerdeki fabrikalar için ise sektörün sosyo-ekonomik önemini dikkate alarak rekabet edebilir imkânlar sağlanarak devamlılık sağlanmalıdır. Bunun için de bu fabrikalar şeker üretimi ile birlikte biyoyakıt (etanol) üretimine de yönlendirilmelidir. Kâr edemeyen fabrikaların satın alınıp kapatılması durumunda, o bölgelerde büyük çapta ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar ortaya çıkabilecektir.

Tüm bu nedenlerden dolayı Pankobirlik olarak Özelleştirme sonrasında sosyal ve ekonomik sorunların oluşmaması, üretimin sürekliliğinin sağlanması, mevcut fabrikalardan ve bölgelerde tarımsal faaliyetlerin devamı, üreticilerin çalışanların ve şeker sektörünün bu özelleştirmeden yara almadan ve yeni bir dinamizmle büyüyerek çıkması ortak gaye olarak benimsenmelidir.

Bir sivil toplum kuruluşu olarak örgütlenme yapısıyla, bilgi birikimiyle, ülke tarımına ve çiftçisine devletten hiçbir destek almadan hizmet vermekte olan PANKOBİRLİK, fabrikalarıyla sektörün kamudan sonraki en büyük aktörü konumunda bulunmakta, faaliyetleri ile milli ekonomiye ve etkinlik gösterdiği bölgelere önemli ekonomik değerler kazandırmaktadır. Birliğimiz bu konumu itibariyle de pancar ve şeker üretiminin sürdürülebilirliği adına konuyu yakından takip etmekte, özelleştirmenin doğal tarafı ve talibi olarak önceliği hak etmektedir.

Bunu ifade ederken de, Pankobirlik olarak bugüne kadar yaptıklarımızın yapacaklarımızın teminatı olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Kooperatif fabrikaları yapılan çalışmalar ve hayata geçirilen yatırımlarla tarımla sanayinin bütünleşmesi adına örnek, özelleştirme için de adeta bir model olmuştur. Konuya bu açıdan yaklaşıldığında, Pankobirlik´in sahibi olduğu ve 1991 yılına kadar Türk Şeker´ce yönetilen fabrikalarının yönetimini devralmasından itibaren tabana yayılmış sermayesinin doğru yönetilmesiyle elde ettiği başarı, özelleştirmenin yönünün belirlemesinde önemli bir etken olmalıdır.

Kendi bünyesindeki tüm fabrikalarda modernleştirme ve kapasite artırımı ile ilgili yatırımlarını son hızla sürdüren PANKOBİRLİK, aynı zamanda bir ilki daha gerçekleştirerek, tamamen kendi öz kaynakları ile bu alanda ülkemizin en büyük yatırımları olan Çumra ve Boğazlıyan Şeker Fabrikalarını ülkemizin hizmetine sunmuştur

Sonuç olarak; ülkemiz milli menfaatleri ve yukarıdaki tüm açıklamalar ışığında PANKOBİRLİK Kamu Şeker Fabrikalarının tamamına taliptir. Tamamı öz sermaye ile kurulan şeker sanayiimizin korunması ve desteklenmesi için Kamu Şeker Fabrikalarının en doğru özelleştirme modeli İşletme Hakkının Üreticilere devredilmesi yani bir nevi uzun vadeli olarak Fabrikaların Üreticilere kiralanması olacaktır.

Bu vesile ile temsil ettiğimiz 1,5 milyon pancar üreticisi adına, her konuda olduğu gibi pancar şekeri sektörünün geleceği ile ilgili olarak sağlıklı tedbirlerin alınmasında desteklerini esirgemeyeceğine inandığımız Hükümetimizin ve Kamuoyunun birinci ağızdan ve doğru olarak bilgilendirilmesini istedik.?

KAYNAK: memleket.com.tr




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —