Erdoğan Başkanlık Sistemini Anlattı
Erdoğan, mevcut sistemin Türkiye`ye dar ve yetersiz geldiğini söyledi Başkanlık için, "İlla ABD ile tıpa tıp aynı mı yapacaksın? Hayır, bir arı gibi, her çiçekten nasibini alır, balını yapar, ortaya koyarsnı " dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı`nda düzenlenen ikinci "Muhtarlar Toplantısı"nda, 10 ilden gelen 382 muhtara hitap etti. Erdoğan şunları söyledi: Bu aralar, ben `başkanlık sistemi` diyorum, onlar `diktatörlük` diyor. Bu nasıl bir diktatörlük ki ülkemizde faal durumda 87 parti var. 7 Haziran seçimlerine 31 parti katılacak. Başbakan olarak bunun ızdırabını çok çektim, hem yeni Anayasa diye söz vereceksin. Engellemek için de elinden geleni yapacaksın. Şimdi millete gitmek zorundayız. O zaman diyorum ki iktidara 400 milletvekilini, milletimiz inşallah versin ve bu yeni Anayasa inşallah bu parlamentodan geçsin, bununla birlikte başkanlık sistemi inşa edilsin, ihya edilsin ve prangalardan bu ülke kurtulsun. Başkanlık sistemi Türkiye`yi şaha kaldıracak. Bu mesele, benim şahsi meselem değildir. Bu ihtiyaç, milletimizin binlerce yıllık devlet geleneğinin tabii bir sonucudur, tabii bir zorlamasıdır. Mevcut sistem artık Türkiye`ye dar geliyor, yetersiz geliyor. Dünya değişiyor, bölgemiz değişiyor, her şey değişiyor. Bizdeki birtakım çevreler ısrarla, inatla yerinde sayıyor. Demokrasi, başkanlık sisteminde yok mu? Var. Dünyanın en ileri demokrasisi nerede? Amerika`da. Peki ekonomi? Dünyanın en ileri ekonomisi Amerika. Orada da başkanlık sistemi var. İlla orayı tıpa tıp mı yapacaksın? Hayır. Uygun gördüğün şeyleri oradan alırsın. Fransa`dan, Avrupa`nın herhangi bir yerinden ne alacaksan onu da alırsın. Güney Amerika ülkelerinden de alırsın. Adeta bir arının hassasiyeti içerisinde, her çiçekten nasibini alır, balını yapar, ortaya koyarsın. Olay budur. Bu da bize özgü olur. Bizim geleneğimize, göreneğimize özgü bir başkanlık sistemi olur. Huzurlarınızda küçük hesaplar peşinde koşanlara, üç beş sokak eylemiyle, üç beş molotofla ülkenin istikametini değiştirebileceğini sananlara seslenmek istiyorum. Başaramayacaksınız. Beyhude uğraşıyorsunuz. Bu tren artık bu raydan çıkmaz. Bu çomaklar, bu tekeri yolundan alıkoyamaz. Geçti o alaca karanlık günleri, geçti o fetret devri. Elinde molotof kokteyliyle, demir bilyeyle, sapanıyla, yüzü zaten aydınlık olmasa, niçin maske takıyorsun? Aydınlık değil, karanlık... Onun için maskeyi takıyor. İç güvenlikle ilgili yasa süratle çıkmalı, uygulamaya girmeli. İşlerine gelmeyenler dikkat edin bağırıyor, niye? Oradan nemalanıyorlar, sokakları o şekilde karıştırıyorlar. Mersin`de bir vahşet yaşanıyor, yüreklere ateş düşüyor. Muhalefet partisinin başındaki zat, siyaset yapmak adına tutup meseleyi işsizliğe bağlıyor. Yahu adam cani, bu adamın inancıyla, etnik kökeniyle, sosyal statüsüyle bir ilgisi yok. Adam cani işte. İşsizlik, caniliği temize çıkarır mı? İşi var. Adam, minibüs şoförü, işsiz değil. Adam kalkıyor, orada bile siyaset yapıyor. Kendi mensupları dans ediyor. Dansla bunu kutlamaya kalkıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Kadınların Allah`ın erkeklere bir emaneti olduğunu söylüyorum. Bu feministler filan var ya, bunlar da çıkıyor `Ne demek, kadın emanetmiş` diyor, `Bu, bir hakarettir` diyor. Ya senin bizim medeniyetimizle, bizim inancımızla, bizim dinimizle ilgin yok ki. TAKVİMErzurum
23.11.2024