Mustafa Macit Bu Yazıyı Okuduktan Sonra Hala ERKONUN Başkanlığını Sürdürmek İçin Israr Ederse, Ben ve Benim Gibi Düşünen Binlerce Erzurumlu Hemşerisi Altında Kirli İşler Arayacak kendisini ve ERKONU YOK HÜKMÜNDE Sayacaktır.
Bu yazıyı okumadan önce biraz uzun olduğunu belirtmek istiyorum.
Değerli zamanınızdan affınıza sığınarak biraz çalacağım.
Hakkınızı Helal edin…
Ama okumaya başladığınızda sizin düşüncelerinize tercüman olduğuma kanaat getireceğinize şimdiden inanıyorum. Eminim ki, sizin düşüncelerinizin dışa yansıyan tarafı olduğunu göreceksiniz.
Dertli söylegen olurmuş, bende Erzurum’a ve Erzurumluya olan sevdamın içimde dert ettiğim tarafını kaleme aldım bu yazımda.
Mutlaka Sonuna Kadar Okumanızı tavsiye ediyorum…
Hayretler içerisinde uzaktan teleskopumu kurmuş İstanbul’daki hemşerilerimi izliyorum…
Hallerine üzülmüyorum dersem, yalan söylerim…
Üzülüyorum hem de kaygılıyım…
Buradan bakınca ağlanacak halleri var vesselam…
Ve Onların ağlanacak hallerine güldüklerine seyircilik ediyorum…
Biz burada yıllardır beyin göçü verdik diye bas bas bağırıyoruz…
Vasıflı göç verip yerlerine vasıfsız göç aldık diye üzülüyoruz…
Düşünüyorum da, meğer biz ne çok büyütüyormuşuz gözümüzde Erzurum’dan göçüp gidenleri…
Meğer yıllarca ne çok vasıf yüklemişiz biz onlara…
İçerisinde bulundukları hallerini buradan seyredince daha iyi görüyorum yanıldığımızı…
Yanılıyormuşuz meğer…
Çünkü bizim beyin göçü diye adlandırdığımız gurbetteki hemşerilerimizi, yönetme ve yönlendirme noktasında tüm Erzurum dernek, vakıf ve federasyonların üstü olarak bilinen Erzurumlular Konfederasyonunun başındaki isimden hiç kimse rahatsızlık duymuyorsa ben buna; “Tezekten Terazi Meselesi” derim…
Sizler bizim beyin göçümüz olmanız hasebiyle “Tezekten terazi meselesini” bilirsiniz diye atasözümüzün tamamını yazmadım…
Aklınıza hakaret etmek ne haddime…
Ben yerimi bilirim…
Belki sizler oradan bakınca halinizi ve ahvalinizi göremiyorsunuz ama…
Biz buradan çok açık ve net görüyoruz sizin oradaki halinizi ve ahvalinizi…
Deve kuşu gibisiniz mübarek…
Ne kadar başınızı kuma gömüp içinde olduğunuz durumu saklamaya çalışsanız da, dışarıda kalan tarafınızı biz buradan çok açık görüyoruz…
Erzurum özlemi, Memleket sevdası, örf, adet, anane ve kültürümüzü unutmamak, yaşatmak ve çocuklarımıza aktarmak için bir araya geldikleri İstanbul’un hemen hemen her semtinde bulunan Erzurum dernek, vakıf ve federasyonlarındaki hemşerilerimize seslenmek istiyorum bu yazımda…
Gitmeyenler, görmeyenler ve bilmeyenler için ben birkaç tanesi hakkında ufak bilgi vereyim…
Özellikle bazı Erzurum dernek, vakıf ve federasyonları bildiğimiz kumarhaneleri aratmıyor. Bazıları ise, Kuş mezadı (Haftanın belli günlerinde taklacı güvercinlerin alınıp satıldığı mekan) olarak kullanılıyor. Bazıları ise; Peynir, yağ, bal, patates satılan dükkân gibi…
Tenzih ederim…
Aralarında gerçekten işini hakkıyla yapanlar da var. Folklor kursları (Erzurum Kadın ve Erkek Barları), herefene geceleri, vefat eden bir hemşerilerimizin tüm cenaze işleri gibi örf adet ve ananelerimizi yaşatma adına çalışmalar yapanlar da var…
Ama hepsinin ortak bir yanı ve öğündükleri bir şey var ki; Erzurum’dan eğitim hayatlarını sürdürmek için gurbete gelen öğrencilerimize burs verdik diyerek reklam yapmak…
Hepsinin en iyi bildikleri, yaptıkları ve öğünerek anlattıkları ortak noktaları bu…
Elbette Erzurum’dan çıkıp eğitim hayatını tamamlamak için gurbete giden ihtiyaç sahibi öğrencilerimize yardım etmek çok güzel bir hareket…
Ama bunu reklam aracı olarak kullanmak da bir o kadar ayıp…
Hele bazıları var ki, isim isim, hangi köyden, hangi ilçeden ya da hangi mahalleden kimin oğluna, kimin yeğenine, kimin kardeşine yardım ettiklerini sayıyor öğüne öğüne…
Tüm dernek, vakıf ve federasyonların buluşma noktası olan ihtiyaç sahibi öğrencilerimize yardım etmek ise ve bu durum sizleri çok mutlu ediyorsa; Gelin sizi başka bir pencereden bakmaya davet edeyim…
Herhalde birçoğunuz ne şartlarda eğitim gördüğünüzü, bugünkü geldiğiniz mevki, makam ve konumlara nasıl ulaştığınızı unutmuş gibisiniz…
Aranızda köyünde Okul olmadığı için başka bir köye ya da ilçeye ya da Erzurum’a gelip annesini, babasını, kardeşlerini ve arkadaşlarını aylarca görmeden eğitim hayatını sürdürmek için yurtlarda kalanınız yok mu hiç?
Eğer yoksa bugün yukarıda saydığım şartlarda eğitim hayatını sürdüren, Vatana, Millete hayırlı bir evlat olabilmek için annesini, babasını, kardeşlerini ve arkadaşlarını aylarca görmeyen sayıları bugün itibariyle üç bin beş yüz civarında olan Erzurum merkez de ve ilçelerimizdeki yurtlarda kalan öğrencilerimizin olduğunu duyurayım…
Yanlış duymadınız bugün itibariyle sayıları üç bin beş yüz civarında öğrenci kardeşimiz annesinden, babasından, arkadaşlarından ve kardeşlerinden uzakta yurtlarda kalıyor…
Köylerinde okul olmadığı için, sürekli aksayan taşımalı eğitimden dolayı etkilenmemeleri için eğitimlerini düzenli bir şekilde şehirlerde almaları için körpe kuzularını vatana ve millete hayırlı bir evlat yetiştirmek için gözlerinden sakındıkları yavrularını aylarca görmeden belki de haber bile alamadan bu yurtlara gönderen bu şehirde binlerce anne ve baba var…
Bu öğrenciler bu yurtlarda ne yerler? Ne içerler? Ne giyinirler? Erzakları nereden gelir? Giyeceklerini Kim gönderir? Bu çocuklarımızın kaldığı yurtların, elektrik, su, doğalgaz gibi benzeri giderlerini kim ya da kimler karşılar? Ya da bu yurtları kimler yaptırdı? Hiç aklınıza geldi mi?
Eminim ki, Aklınıza bile gelmemiştir…
Belki de ilk kez haberiniz oluyordur…
Ama ben sizin haberiniz olsun diye, bu ayıbınızı yüzünüze bir tokat gibi çarpmak için her birisini gittim, gezdim, gördüm ve araştırdım…
Allah Razı Olsun…
Bu yurtları yaptıran, yurtların yapım aşamasından sonra, elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerini karşılayan, bu yurtlarda yaşayan öğrencilerimizin eğitim ve öğretim hayatlarını sürdürebilmeleri için düzenli olarak kuş sütünden kuru üzüme kadar erzaklarını gönderen, giyim ve kuşamlarına kadar düşünen ve hiçbir karşılık beklemeden her gün taze ekmek yemelerini sağlayan birileri var…
Hem de bu kişi ya da kişiler İstanbul’da sizlerin aranızda yaşıyor…
Görüyorum ki, Sizler öylesine kör olmuşsunuz ki, bu hemşerilerimizin varlıklarından bile haberdar değilsiniz…
Bunca yapılanı bugüne kadar görememişsiniz…
Görseydiniz onların yaptıkları karşısında belki biraz utanırdınız…
Yükün bir ucundan da biz tutalım diye el atardınız…
Bakın önümüz Ramazan…
Önceki gün Erzurum’da rastladım bu yurtların yapımında ve devamlılığında yükün büyük bölümünü sırtlayan değerli bir hemşerimize…
Sakın ismini sormayın söylemeyeceğime söz verdim…
Çünkü o beni değil. Ben onu buldum…
O Adam gibi bir Adam…
O ve O’nun gibi düşünen ve yaşayan hemşerilerimizin Dünya’ya gelmelerine vesile olan Anne ve Babalarının ellerinden değil ayaklarının altından öpmek istiyorum…
Kendisini gizleyerek yapıyordu üzerine düşeni…
Karşısında beni görünce utandı, başını yere eğdi…
O heybetli adam karşımda bana yakalandığı için kıvrıldı, küçüldü…
Erzurum’da bu Ramazan ayında ihtiyaç sahibi Binin üzerinde Aileye yardım dağıtmak için gelmişti Erzurum’a…
Her yıl düzenli olarak Ramazan ayına günler kala geliyormuş Erzurum’a…
Yanına da çocuklarını almış gelmiş…
Bu davranışı dedesinden babasına, babasından da kendisine miras kaldığını bu yüzden de çocuklarıyla birlikte geldiğini öğrendim. Onlar da bu mirası sonraki nesillere taşısınlar istiyormuş…
Merak ettim, neden Ramazan ayına günler kala geliyor diye…
Dağıtılacak erzak ve yardım paketlerinin içerisine koyulacak her kaleminin kendi evinde kullandığı markalardan oluşan ürünler olması için bizzat kendisi alıyormuş ürünleri…
Hem de yapacağı yardım paketlerinin içerisine koyulacak tüm erzak ve ürünleri Erzurum’daki esnaflardan alıyormuş, İstanbul’dan alıp göndermiyormuş…
Erzurum’daki esnafımız da yararlansın, para kazansın istiyormuş…
Görüyor musunuz hassasiyeti…
Görün duyun da utananın…
Bakın hala kim olduğunu, ismini söylemedim bu Adam gibi Adam olan hemşerimizin…
Söylemeyeceğim de…
Merak eden benim gibi araştırsın bulsun…
Dedim ya, Bu Adam gibi Adam İstanbul’da sizlerin arasında yaşıyor…
Siz de Gurbette okumaya gelen sayıları bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar az olan üç beş öğrenci kardeşimize verdiğiniz burs ile öğünün durun…
Bakın Analar ne evlatlar doğurmuş…
Şimdi dönelim isterseniz asıl konumuza…
Yazımın da başında belirttiğim gibi çok beyin göçü verdik Erzurum olarak çok…
Kimi yapmış olduğu ticari faaliyetlerinde iş hacmini büyütmek için, kimisi de kariyerinde ve alanında yükselmek için göçüp gitmiş Erzurum’dan…
Aslında her birisine çok kızıyorum ama belli etmiyorum…
Ziraat Mühendisimizi yolladık gurbete, yerine Reçber göç aldık…
Market Zinciri Sahibini gönderdik gurbete, yerine bakkal göç aldık…
Profesörlerimizi gönderdik gurbete, yerine çoban göç aldık…
Sizler orada her semtte ve her mahalle de bir Erzurum dernek, vakıf ve federasyonu açtınız…
Bende önümüzdeki günlerde burada “Erzurum’da Yaşayan Erzurumlular Derneğini” kurmayı düşünüyorum…
Düşünüyorum düşünmesine de, Üye bulamam diye korkuyorum…
Çünkü Erzurum’da yaşayan kaç Erzurumlu kaldık bilmiyorum…
Çocukluğumuzun geçtiği mahalleden, ilkokul, ortaokul ve lisedeki sıra arkadaşlarımızdan hiç kimseye rastlamıyorum Erzurum cadde, mahalle ve sokaklarında…
Belki de birçoğu da bu yüzden göç etmiştir Erzurum’dan, İstanbul, Ankara, İzmir, Yalova, Bursa ve Kocaeli gibi şehirlere gider orada yaşayan hemşerilerimle yaşarım çocukluk yıllarındaki arkadaşlarımla diye düşünerek gitmişlerdir Erzurum’dan belki de…
Onlara da boşuna heveslenmeyin, onlar orada darmadağın bir vaziyetteler diyorum…
Hele adına Erzurumlular Konfederasyonu dedikleri kuruluşun başında oturan adamın yaptıklarını, üretmiş olduğu projeleri ve bu adamın yapmış olduğu onlarca kusurlu harekete rağmen ismine Erzurum dedikleri bir Konfederasyonun başında oturmasına müsaade eden binlerce beyin göçü diye adlandırdığımız hemşerilerimizin sessizliğine anlam veremiyorum…
Yahu düşünüyorum…
Düşündükçe çıldırasım geliyor…
Erzurum sevdası iliklerine kadar işlemiş, Erzurum’da yaşayan her bir vatandaşımızın derdini kendisine dert edinmiş hem de elin, onun, bunun paralarıyla değil.
Kendi öz sermayesiyle kendi alın teriyle kazandığı parasıyla hayır işlerini yapan hemşerilerimiz varken;
Her projesi hemşerileri üzerinden para toplamak olan…
Sanki beyaz eşya dükkânı işletmecisi gibi çeşit çeşit kampanyalar hazırlayıp insanlardan sürekli para isteyen…
Topladığı paraların hesabını bile hemşerilerine veremeyen…
Erzurum’da acil bir işi olsa Erzurum’a gelmek için bile otobüs bilet parası toplama kampanyası yapacak bir adamın Erzurum Konfederasyonu gibi önemli bir kuruluşun başında olması ve buna binlerce Erzurumlu hemşerimizin sessiz kalması düşündürücü değil mi?
Kimdir Bu Adam?
Hangi yıllarda Erzurum’da yaşamıştır?
Erzurum’un örf, adet, anane ve kültüründen ne kadar haberdardır?
Erzurum’u temsil noktasında isminin önündeki hangi ünvanlıyla hareket etmektedir?
İşadamı mıdır?
Eski bir bürokrat mıdır?
Eski bir Milletvekili midir?
Eski bir Belediye Başkanı mıdır?
Evet, Erzurum Konfederasyonu başkanı Sayın Mustafa Macit’ten bahsediyorum…
5 yıl önce Almanya’dan Türkiye’ye döndüğü bilinen, Türkiye’ye gelir gelmez de, İstanbul’da Erzurumspor Çalışma Gurubu adı altında bir kaç Erzurumlu hemşerimizi yanına alarak Erzurumspor için yardım kampanyası başlatan, İstanbul’da ve Erzurum’da yaşayan hemşerilerimizden güya Erzurumspor’a destek olmaları için para toplarken tanıştığımız bir hemşerimiz…
Bakın buraya dikkat edin; Mustafa Macit’i tanıdığımız ilk gün neyle tanımışız? ERZURUMSPOR İÇİN YARDIM KAMPANYASI başlatarak para toplayan bir adam…
O günlerde başlatmış olduğu “Adını Memleketine Yaz” isimli yardım kampanya kapsamında Kimlerden ne kadar para topladı? Bilen duyan yok…
O günlerden hatırımızda kalan, Mustafa Macit ve arkadaşlarının İstanbul Sirkeci de Erzurumlu bir hemşerimize ait olduğu söylenilen bir otel de Erzurumspor kulüp yönetiminden habersizce yine bir para toplama kampanyası başlatılmak için toplanıldığı, ve bu durumu öğrenen kulüp yöneticileri tarafından aynı dakikalarda bir açıklama yapılarak bu gurubun takımızla uzaktan ve yakından bir bağı yoktur. Kimse itibar etmesin diye yapılan açıklamayla Mustafa Macit ve arkadaşları Erzurumspor’dan uzaklaştırılmışlardır.
Mustafa Macit ismi sonradan, İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun istifası sonrası Belediye Başkanlığına getirilen hemşerimiz Ali Murat Alatepe’nin etrafından ayrılmayan isim olarak karşımıza çıktı. Mustafa Macit etrafına da aldığı Erzurumlu birkaç isimle birlikte Ali Murat Alatepe’yi hiç yalnız bırakmıyor bir gölge gibi peşinden ayrılmıyordu. Başkan Ali Murat Alatepe sayesinde bir eli yağda diğeri balda yaşamını sürdüren Mustafa Macit, yaşamış olduğu bu saltanatın son bulmaması için yine bir proje üretimine girişti. Hiç bilmiyordu ki, Ali Murat Alatepe’yi önümüzdeki seçimlerde yeniden Esenyurt Belediye Başkanlığına Aday göstermeleri için hayata geçireceği proje kurmuş olduğu bu saltanatın sonunu hazırlayacaktı.
İstanbul’da bulunan bir kaç köy dernek ve vakıflarını federasyon haline getirip birleştirerek kısa adı ERKON olan Erzurumlular Konfederasyonunu kuran Mustafa Macit konfederasyonun başkanlığına da Ali Murat Alatepe’yi getirdi.
Takdir edersiniz ki, İstanbul’da hemşeri dernek, vakıf ve federasyonları siyasi partilerce önemsenmektedir. Hele bir de bu Erzurumluların Konfederasyonu olursa bulunmaz Hint kumaşı gibi görülür. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. AK Parti Genel Merkezi başta olmak üzere İstanbul teşkilatı bu oyunun farkındaydı. Ali Murat Alatepe’nin yanından hiç ayrılmayanlar, Başkan Ali Murat Alatepe sayesinde hak etmedikleri saltanatı yaşayanlar, Belediyeyi çiftlik gibi kullananlar ve daha Mustafa Macit ve arkadaşları tarafından her geçen gün siyasi yara alan Ali Murat Alatepe’yi AK Parti Aday göstermedi…
Hatırlarsanız o günlerde “ERKON SİYASET KOKUYOR” başlığıyla ben yine bu konuyu dile getirmiştim.
Ali Murat Alatepe’de Belediye Başkan Adayı olmayınca Erzurumlular Konfederasyonunun başkanlığını bıraktı.
Böylelikle “ERKON” Mustafa Macit’in kucağında kaldı…
Mustafa Macit ise, kendisine güç devşirmek için hayatı boyunca elde edemeyeceği bir fırsatla buluşmuş oldu. Hani derler ya, Kör istemiş bir göz Allah vermiş iki göz misali, ERKON başkanlık koltuğuna oturdu…
İsminin Konfederasyon olmasına bakmayın, Misafirlerini ağırlayacak bir ofisi bile bulunmayan bir Konfederasyondan bahsediyorum…
Sadece para toplamak için ürettiği kampanyalarını basına duyurmak adına ara sıra düzenlediği basın toplantılarını bile İstanbul’daki kenar köşe mahallerde bulunan kafelerde, pastanelerde, lokantalarda, otellerin lobilerinde ve bazı kurum ve kuruluşların toplantı salonlarında gerçekleştiren Bir Konfederasyon…
Ekmeği Ekmekçiye bir Ekmekte üstüne vermesini de biliriz biz…
Mustafa Macit ve Erzurumlular Konfederasyonunda görev alan yöneticiler geçtiğimiz yıllarda İstanbul Maltepe sahilinde Erzurum Günleri adı altında görkemli bir etkinlik gerçekleştirdiler. Gerçekten de son derece mükemmel organize edilmiş bir Erzurum günlerine tüm Erzurumlular olarak şahitlik ettik.
Ettik etmesine de, Bu Adı Erzurum Günleri olan Etkinliğin gelir ve giderleri hiçbir Erzurumluyla paylaşılmadı. Kar mı edildi? Yoksa zarar mı edildi? Kapalı kapılar arkasındaki sırrını koruyor…
Erzurum’dan basın mensupları da o muhteşem görkemli etkinliğe davet edildi. Ben de davet edilmiştim ve icabet ettim…
Ha unutmadan söyleyeyim…
İstanbul’da beş gün süren Erzurum günleri süresince etkinliğe birlikte katıldığım ağabeyim Cem Atmaca ile birlikte beş gün İstanbul’da kaldık. Ama ne ben ne de Cem Atmaca, Etkinliği organize eden Konfederasyonun bizler için vermiş olduğu hiçbir yemeğe katılmadık. Yine bizlerin ağırlanması için ayarlanan otel de biz kalmadık. Kendi masraflarımızı kendimiz karşılayarak bu etkinliğe katıldık…
Mustafa Macit’in uzun yıllar Almanya’da kalması dolayısıyla Erzurum örf, adet, gelenek, görenek, anane ve kültürümüzden çok uzak bir yapıya sahip olduğunu da söyleyebiliriz…
Yurt dışında gurbette yaşayan vatandaşlarımızın sürekli yardımlaşma ve dayanışma mantığıyla eş, dost, akraba, ahbap ve hemşerilerinden para toplama amaçlı kampanyalar düzenlediğini biliyoruz. Mustafa Macit beyefendi de uzun yıllar yurt dışında yaşayan bir hemşerimiz olarak sürekli kampanya yapma, para toplama ve insanlardan sürekli bir şeyler isteme mantığıyla geçtiğimiz aylarda yine karşımıza çıktı. Mustafa Macit’in bu sefer ki projesinde ise bakın ne vardı…
Geçtiğimiz aylarda Erzurum’a gelerek Belediye Başkanlarını ziyaret eden Mustafa Macit, Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’i ziyaret ederek, Kendilerine Erzurum’da bedava bir arsa tahsis edilmesi hususunda yardım talebinde bulundu. Mustafa Macit’in hazırlamış olduğu bu Proje kapsamında; İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da, İzmir’de, Yalova’da ve Kocaeli’nde yaşayan Erzurumlu hemşerilerimiz için belediyeden bedavaya tahsis edecekleri arsaların üzerine konutlar yaparak satacaklarını bu vesileyle gurbetteki hemşerilerimizin Erzurum’da bir ev sahibi olmalarını planladıklarını söyledi.
Yine evdeki hesap çarşıya uymadı…
Belediyeler kendisine bedava arsa tahsis etmeyince Mustafa Macit’in Müteahhitlik projesi de elinde patladı…
Son olarak geçtiğimiz gün başlattıkları projeyi de şöyle ele alacak olursak Yaklaşan Ramazan ayı öncesi ERKON çatısı altında ihtiyaç sahibi ailelere yardım kampanyası yapacaklarını duyurdular. Ve bu kampanyaya tüm Erzurumlu işadamlarını, Siyasetçileri, bürokratları, Erzurum Dernek, Vakıf ve Federasyonlarının destek vermeleri için göreve davet ettiler.
Yahu demezler mi adama?
Siz koskoca bir Konfederasyonsunuz. (Tabi Koskoca cümlesini kullanırken misafirlerini ağırlayacak, toplantılarını yapacak bir ofislerinin olmadığını yok sayıyorum) Ramazan ayı içerisinde yapacağınız yardım kampanyası dâhilinde kendi bünyenizdeki konuşunca mangalda kül bırakmayan yöneticileriniz arasında bir bütçe oluşturup ihtiyaç sahibi ailelere neden ulaştırmıyor da başkalarından para istiyorsunuz?
Bırakın herkes kendi hayır ve hasa net işlerini kendileri yapsın…
Herkes gücü yettiği kadar, içinden geleni yardım eder ya da etmez…
Ne ille de insanların gözünün içine sokarcasına bu adam bu kadar yardım ediyor diye afişe mi etmeniz gerekiyor?
Hem size Erzurum’da yaşayan insanların sizin fitre ve zekâtlarınıza ihtiyacı olduklarını kim söyledi?
Bu dilenci mantığından hemen, şimdi, derhal, acilen, ivedilikle ve derakap dönülmelidir…
Bir evde para kimden istenir? “Babadan”, Evin İaşesini kim karşılar? “Baba” biz Erzurumlular olarak tarih boyunca Devletimizi Baba olarak gördük ve Baba olarak bilerek yaşadık. Allah Devletimize zeval vermesin. Eğer Erzurum’da ihtiyaç sahibi biri ya da birileri varsa çok şükür başımızda Devlet babamız var…
Bırakın Devlet gereğini yapsın…
Söyledim, yine söylüyorum…
Eğer ihtiyaç sahibi ve yardıma muhtaç birileri için para toplamak ve bir kampanya yapmak istiyorsanız. Şu an itibariyle görülüyor ki, en fazla yardım edilmeye muhtaç olanlar yardım kampanyası düzenlemektedirler. Başlarını içine sokacakları bir yerleri olmayan, yönetim ve basın toplantılarını bile kenar köşe mahallerde bulunan kafelerde, pastanelerde, lokantalarda, otellerin lobilerinde ve bazı kurum ve kuruluşların toplantı salonlarında gerçekleştiren Mustafa Macit’in başkanı bulunduğu Erzurumlular Konfederasyonu yardıma en fazla muhtaç olan kuruluştur…
Şimdi diyeceksiniz ki; Ender Yüncü hemşerilerimiz arasında yardımlaşma ve dayanışma böyle olmaz mı?
Elbette birlik, beraberlik, dayanışma tek vücut olma güzel bir şey ama projenin Mimarı Mustafa Macit olunca aklıma deli sorular geliyor.
Çünkü Adamı tanıdığımız ilk günden beri hayata geçirdiği ve hayata geçirmek için çabaladığı tüm projeleri şöyle karşımıza alıp düşündüğümüzde tamamı hemşerileri üzerinden akçeli işler olduğunu ben buradan görebiliyorum…
Sakın yanlış anlaşılmasın söylediklerim.
Ben Mustafa Macit akçeli işlerle sürekli uğraşıyor derken, kendisine para kazanmak için bir yol bulmuş ya da arayış içerisinde demek istemiyorum.
Ama Mustafa Macit ismiyle tanıştığım günden beri, sürekli derneklerden, vakıflardan, işadamlarından, siyasetçilerden, belediye başkanlarından, esnaflardan hep para istenecek projeler üretiyor…
Aksini iddia eden varsa söylesin bende bileyim…
Mustafa Macit’in bugüne kadar hayata geçirdiği ve geçirmeyi planladığı projelerini şöyle sıralayacak olursak;
Hemşerilerinden Erzurumspor için para toplama…
Erzurum günleri adı altında esnafları, Belediyeleri ve resmi kurum ve kuruluşları kapı kapı dolaşıp etkinlik alanında parsel parsel para karşılığında yer satma…
Belediyelerden bedava arsa isteyip üzerine konut yapıp yine hemşerilerine para karşılığında belediyelerden bedava tahsis ettiği arsa üzerine yaptığı konutları hemşerilerine satma…
Son olarak, Tüm İslam âleminin olduğu gibi Erzurumlu hemşerilerimizin de yardımlaşma ve paylaşma ayı olarak kabul ettiği Mübarek Ramazan ayı münasebetiyle İşadamlarımızdan, Erzurum dernek, vakıf ve federasyonlarından Erzurumlu ihtiyaç sahibi ailelere dağıtmak için para toplama…
Kimse kusura bakmasın, Bizim buralarda buna; “El âlemin Alet ve Zerzevatlarıyla Gerdeğe Girilmez” denir.
Bana bir tane ERKON Başkanı Mustafa Macit’in (Hani Konfederasyonun İsmi Erzurum Konfederasyonu ya) 12 Mart Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu münasebetiyle tamamen kendi bünyesindeki yöneticilerinin kendi ceplerinden para harcayarak masraflarını karşıladığı 5 yıl içerisinde düzenlediği bir etkinlik gösterebilir misiniz?
Ya da Erzurum dernek, vakıf ve federasyonları başta olmak üzere, Erzurumlu hemşerilerinden maddi destek talep etmeden Mustafa Macit’in kendisi ve ERKON yönetiminde bulunan diğer arkadaşlarının da kendi ceplerinden para harcayarak yapmış oldukları bir tane etkinlik ya da faaliyet gösterebilir misiniz?
Yıllardır hayalini kurduğumuz, Trabzon, Kayseri, Hatay, Gaziantep, Rize ve daha adını sayamayacağımız birçok şehrin Konfederasyonu varken bizim neden yok dediğimiz, yıllar sonra Kısa adı ERKON olan Erzurumlular Konfederasyonunun kurulması bizleri hayli mutlu etmişti.
Ama gelin görün ki, Bu Konfederasyonun başındaki ismin maddi kaygıları bizleri hayli rahatsız etmektedir.
Bana bakmayın ben köyün delisiyim…
Dile getiriyorum rahatsızlığımı…
Ama emin olun ki, benim gibi düşünen ve benim gibi Mustafa Macit’in bu tutum ve davranışlarından dolayı rahatsız olan binlerce Erzurumlu hemşerimiz var…
Kol kırılır yen içerisinde mantığıyla sürekli ayıp kapatmaya çalışıyorlar…
Bugüne kadar şikâyet ettiğimiz, birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma adına darmadağın dediğimiz İstanbul’daki Erzurum dernek, vakıf ve federasyonlarımızda başkanlık ve yöneticilik yapan hiç kimsede bu kadar yoğun akçeli işlerle uğraşanına rastlamadık.
Yeri geldi eleştirdik. Yeri geldi birlik ve beraberliğe davet ettik. Yeri geldi işini layıkıyla yapamadığı için istifaya davet ettiklerimiz oldu…
Ama hiç birisini sürekli para isteyen, para toplayan olarak anmadık…
Biz, gerek İstanbul’da yaşayan, gerek Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde yaşayan ve gerekse Erzurum’da yaşayan tüm Erzurumlular olarak, Konfederasyonumuzun başkanlığını yapan kişi ve yönetimindekilerinin sürekli akçeli işler peşinde koşan adamlar olarak karşımıza çıkmalarını istemiyoruz.
Bizlerin karşısına sorunlarla değil. Sorunlara ürettikleri çözümlerle karşımıza çıkmalarını istiyoruz.
Yani Kısacası;
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişinin; Akçeli İşlerle İşi Olmamalı…
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişinin; Maddi Kaygısı Olmamalı…
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişinin; Geçmişte başarılı eserleri olmalı…
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişinin; İsmin önünde geçmişte yaptığı başarılı işlerle anılan bir mevki ve makamı olmalı… (İşadamı, bürokrat, siyasetçi gibi)
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişinin; Görüşü, bakışı, düşüncesi, inanışı, yaşam tarzı ne olursa olsun herkesle barışık olmalı… (Mustafa Macit gibi sadece Milli Görüşten gelenler, gelmeyenler gibi ayrım yapmamalı)
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişi; Erzurum Konfederasyonunu Siyasi her hangi bir partinin arka bahçesi olarak görmemeli… Göstermemeli…
Erzurum Konfederasyonun da başkanlık yapacak kişinin; Erzurum örf, adet ve ananelerini çok iyi bilmeli. (Çocukları dedelerinin mezarının nerede olduğunu bilmeyen kişiler olmamalı)
Şimdi diyeceksiniz ki, Mustafa Macit beyefendiye beslediğin bunca kin ve nefret niye?
Hayır, bilakis ben Mustafa Macit beyefendinin çalışkanlığını, üretkenliğini, azim, çaba ve gayretlerini takdir eden birisiyim…
Mustafa Macit beyefendi her kurum, kuruluş ve işletmede var olması gereken, olmazsa olmaz bir kişiliğe sahip…
Ama bulunduğu konumu çok iyi belirlemek lazım…
Mustafa Macit beyefendi, bir kurum, kuruluş ya da işletmede başkan olarak değil de, yönetimde bulunarak sorunlara çözüm bulma noktasında enerjisinden faydalanılacak bir isim olmalı düşüncesindeyim…
Şimdi duyabiliyorum. Birileri, Mustafa Macit beyefendi başkanlıktan istifa etsin, ya da görevi bıraksın ama kim olsun Erzurum Konfederasyonunun başkanı? Sorusunu soruyorsunuz bana…
Ben bilmem kim olacak?
Kim olur, kim olmak ister…
Yıllar önce şehrimizden göç etmiş bizim adlarına beyin göçü dediğimiz siz değerli hemşerilerimiz bir an evvel oturup başlarını ellerinin arasına almaları gerektiği düşüncesindeyim…
İstanbul’daki Erzurum Dernekleri Federasyonu ve İstanbul’daki gerek Anadolu yakasında gerekse Avrupa yakasındaki tüm Federasyon yetkilileri başta olmak üzere, bu görev, Ankara’daki Erzurumlular Federasyonu ve Esav yetkililerine, Bursa’daki Erzurum Federasyonları yetkililerine, Kocaeli’ndeki Erzurum Federasyonları yetkililerine, Yalova’daki Erzurum Federasyonları yetkililerine, İzmir’deki ve Ege’deki Erzurum Federasyonları yetkililerine ve Türkiye’nin neresinde olursa olsun isminin önünde Erzurum yazan tüm dernek, vakıf ve federasyon yetkililerine söylüyorum.
Artık elinizi taşın altına sokmanın zamanı geldi ve geçmektedir. İsmi Erzurum olan bu Konfederasyon da herkesin söz hakkı olduğunu kimse yabana atamaz. Benim şu satırları doldururken verdiğim çaba kadar sizde çalışın biraz dersinize…
Yazımın başında da belirttiğim gibi; Erzurum sevdası iliklerine kadar işlemiş, Erzurum’da ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde yaşayan her bir hemşerimizin derdini kendisine dert edinmiş hem de ondan bundan topladığı yardım ve kampanya paralarıyla değil. Kendi alın teriyle kazandığı parasıyla bugün itibariyle sayıları üç bin beş yüzü aşkın köylerimizden eğitim hayatını sürdürmek isteyen yavrularımıza yurtlar yaptıran ve bu yurtların yapım aşamasından sonra sadece Ramazan ayında değil. Yılın on iki ayı üç yüz altmış beş günü elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerini hiç kimsenin haberi olmadan karşılayan, öğrencilerimizin kuş sütünden kuru üzümüne kadar yiyecek, içecek gibi erzaklarını gönderen, ayakkabısından montuna, elbisesinden çorabına kadar giyeceğini dert eden her gün taze ekmek yemelerini sağlayan sizlerin arasında yaşayan hemşerilerimiz var…
Ben gittim, araştırdım ve buldum bu hemşerilerimizi…
Bu hemşerilerimizi ikna edin…
Erzurum ve Erzurumlular için bugüne kadar yaptıklarını gelip Konfederasyonumuzun başındaki isim olarak yapsınlar…
Biz bugün nasıl Trabzon, Gaziantep, Kayseri, Hatay, Şanlıurfa gibi şehirlerin Konfederasyonlarını yapmış oldukları aktivitelerle, birlik ve beraberlik örnekleriyle kıskanıyor isek, Onlar da bizi kıskansınlar…
Karadeniz Lobisinden söz ediyoruz.
Güçlü diyoruz…
Gerek siyasette gerekse bürokrasi de her istediklerini elde ediyorlar diyoruz…
Artık Türkiye’de güçlü bir Erzurum Lobisi Neden olmasın?
Ama önce bu lobiyi kazanmak için bakışımızı ve duruşumuzu değiştirmemiz gerek…
Gelin buna ilk olarak Konfederasyonumuzun başkanını ve yönetim anlayışını değiştirerek başlayalım…
Bir olalım… Birlik Olalım…
Birlikte her alanda Güçlü bir Erzurum Olalım…
Aziziyelisi, Palandökenlisi, Yakutiyelisi, Hınıslısı, Tekmanlısı, Karayazılısı, Karaçobanlısı, Horasanlısı, Köprüköylüsü, Pasinlerlisi, Aşkalelisi, Narmanlısı, Tortumlusu, Olurlusu, Oltulusu, Uzunderelisi, İspirlisi, Pazaryolulusu, Çatlısı, Şenkayalısı birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için bir araya gelelim…
Ankara’daki, İzmir’deki, Bursa’daki, Kocaeli’ndeki Yalova’daki, Adapazarı’ndaki, Bilecik’teki, Kütahya’daki, Eskişehir’deki, Şırnak’taki, Konya’daki, Mersin’deki, Antalya’daki, Isparta’daki, Düzce’deki, Bolu’daki nerede bir Erzurum dernek, Vakıf ve Federasyonu varsa hepsi ERKON çatısı altında toplanalım…
Ocu, Bucu, Şucu değil. Erzurumlu olarak birbirimize sırt verelim…
A,B,C…V,Y,Z Partili partisiz ayrımı yakmadan. Her görüşten ve her düşünceden Erzurumluyla birlikte Erzurum ve Erzurumluların çıkarları doğrultusunda hareket edelim…
Tabyalarda, kadın, erkek, genç yaşlı düşmana karşı nasıl omuz omuza durduysak. Bugün de her türlü zorluğa karşı kadın, erkek, genç yaşlı birlikte duralım…
Unutmayın…
Türkiye’de Erkeğine DADAŞ, Kadınına ise PAŞA denilen…
Başka bir ERZURUM yok…
Yazımın biraz uzun olduğu bilincindeyim. Dertli söylegen olurmuş…
Sürçü lisan ettiysem kusura bakmayın…
Tekrar Hakkınızı helal edin…
Eğer Mustafa Macit beyefendinin içerisinde bir nebze Erzurum sevdası var ise; Gerçekten yüreği Erzurum’a ve Erzurumlulara hizmet etmek için çarpıyorsa, benim bu satırlarda dile getirdiklerimi şu an itibariyle yaşayan binlerce Erzurumlunun feryadı olarak duymasını istiyorum. Bir an evvel Erzurumlular Konfederasyon başkanlığından ya istifa etsin ya da görevi bıraksın. Ve kendisine bir görev daha yüklemek istiyorum. Kendisinin de yönetiminde olacağı her Erzurumlu hemşerimizin ortak kararıyla her görüşten ve düşünceden hemşerilerimizin yanında olmaktan mutluluk duyacağı bir ismin bir an evvel ERKON başkanlığına getirilmesi için çalışmalar başlatılmasını tüm Erzurumlu hemşerilerim adına talep ediyorum…
Bu Yazıyı Okuduktan Sonra Hala ERKONUN Başkanlığını Sürdürmek İçin Israr Edersen, Ben ve Benim Gibi Düşünen Binlerce Erzurumlu Hemşerin Altında Kirli İşler Arayacak Seni ve ERKONU YOK HÜKMÜNDE Sayacaktır.
Erzurum
22.11.2024