Kıymetli Dostlarım,
Son günlerde yaşanan gelişmelere karşı hissiyatımı belirten paylaşımlar yapmadığım sizlerin de dikkatini çekmiştir. Bu davranışımın sebeplerinden biri; sanki siyasilerden rol çalıyormuş durumuna düşmemek, bir diğeri de art niyetli kişilerin SEDAT PEKER kendini gündemde tutmaya çalışıyor algısı oluşmaması içindi.
Ancak maalesef dün Ankara´da meydana gelen o kansızca saldırıdan sonra hissiyatımı kaleme alarak siz dostlarımla paylaşmamın gerekli olduğunu düşündüm. Rize mitinginde yaptığım çıkış ve sözde akademisyenlerin imzaladıkları ihanet bildirisine karşı gösterdiğim tavır üzerine,bir arkadaşımla aramda şu şekilde bir diyalog geçti.
Arkadaşım bana:´´REİS, sen uzun sürelerdir cezaevindeydin. Bu tip çıkışları yaptığın için bir hükümet üyesi ya da bir devlet görevlisi senin bu açıklamaların üzerine, kardeşim bu tip çıkışlar yapmayın, devlet kendisini korur diyecek, diye çok endişeleniyorum.´´ dedi.
Bu arkadaşımıza cevap olarak şunu söyledim: ?´Bu senin dediğin durumun gerçekleşmesi bence mümkün olmaz. Ancak olsa bile bu yetkiliye önce düşüncelerinden dolayı teşekkür eder, sonrasında ise kendisi gibi düşünmediğimi söylerim. Hatta bu kişi cevap olarak bana, siz deli misiniz kardeşim? Laftan anlamıyor musunuz? Bile dese, yine cevap olarak; evet ben ve arkadaşlarım bu VATAN´ın delileriyiz.´´ derim.
Sonra ise bu yetkili kişi benim için; ?´SEDAT PEKER, kendi ağzıyla da deli olduğunu dile getiriyor, onu tımarhaneye atın, diye emir verse bunun üzerine diğer yetkililer de bu emri uygulasalar bile benim düşüncem yine değişmez. Tımarhaneden ya da cezaevinden (her neresi olursa olsun) beni seven dostlarımın hepsine tek tek mektup yazar ve onlara; Beni seviyorsanız devletin görevlilerinin bu yaptığı kötülüğe rağmen yine de DEVLETİMİZİ ölümüne koruyun.´´ derim.
Bizim DEVLETİMİZ büyüktür. Kendini mutlaka korur. Zaten benim sözlerimin de; ?´Eğer ki teröristler ve onları destekleyen yabancı ülkeler, DEVLETİMİZİ işlemez hale getirirse?´´ diye başladığını da bu görevlilere hatırlatmayıda asla ihmal etmem.
Kıymetli Dostlarım, daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi yaşadığımız coğrafyaya kan ve gözyaşı maalesef ki uzunca bir süre kalmak üzere gelmiştir. Egemen güçlerin kurguladıkları proje büyüktür. Hedef sadece TÜRKİYE CUMHURİYETİ değildir. Dünyadaki tüm SÜNNİ MÜSLÜMANLIĞIN ve TÜRKLÜĞÜN ortadan kaldırılması, geriye düşürülmesidir (Ancak onlar hiçbir şey bilmiyorlar, daha önce de söylediğim gibi onlar bu milleti tanımıyorlar.).
Yapılan terör saldırılarından sonra ÜLKEMİZİN bazı bölgelerinde sevinç gösterileri yapanlar oluyormuş. Bu milletin beklediği o vakit geldiği zaman yani YÜCE ALLAH korusun, DEVLETİMİZ işlemez hale gelirse yaşanacak olaylardan sonra, bu hadiseleri falanca yer katliamı, filanca yer katliamı şeklinde anmaya sizlerin ve yakınlarınızın hakkı olmayacaktır. Tarihte her zaman kanıtlandığı üzere; ?´Rüzgar ekenler, fırtına biçecekler!´´ Bu milletin fedailerinin kanının koyu olduğunu ve onların asla geceleri görünmediğini mutlaka öğrenecekler.
Şimdi bu sözlerimi okuyan bazıları yine hakkımda adliyelere şikayet dilekçesi vereceklerdir. Onlara son sözüm şudur; Kulağınızı açın ve beni iyi dinleyin. Ben sizi tehdit etmiyorum. YÜCE ALLAH korusun önümüzdeki zamanlarda başınıza gelecekleri peşin peşin söylüyorum. Bundan sonra beni şikayet ederken bizi tehdit ediyor, asla demeyin. Bunları bizzat yaşayacaksınız,diyor deyin (Yani çıtayı bir adım yükselttiğimi söyleyin.).
Kıymetli Dostlarım, YÜCE ALLAH´a şükürler olsun ki bu karanlık döneme topal bir şekilde yakalanmadık. Merkez Bankamızda para, devlet kadrolarında ise yeterli inanç var. Yazımın başında da söylediğim gibi bizler kutsallarımızın delisiyiz. DİNİMİZE ve VATANIMIZA olan sevgimizden dolayı delirmek üzere olan kimseleriz...Beni kanlarınızla duş alacağız dedim diye suçlayan gafiller, siz benim hümanistliğime yatın kalkın dua edin. Sokakta karşılaştığım VATAN EVLATLARI,REİS sen az bile söyledin. Biz onların kanlarıyla duş almayacağız, hem vallahi hem billahi onların kanlarını içeceğiz. diyorlar. Men Dakka Dukka (Eden bulur!..)
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER