Cemaatle Mücadele adına Sapla Samanı..! Hak ile Batını Karıştırmamak..!

Cemaatle Mücadele adına Sapla Samanı..! Hak ile Batını Karıştırmamak..!

Ahmet Gökhan yazıcı´nın kaleminden

Öncelikle şahsımı yakınen tanıyanlar cemaatçi ve sempatizanı olmadığımı bilir.! Hatta yıllardır kaleme aldığım yazılar da;

Hak ile Batın arasında ki mücadelede izledikleri yöntem, ortaya koydukları hedefler, yetiştirmeye çalıştıkları insan tipi, menfaat izdüşümleri, ehveni şer yöntemleri, grup menfaatlerinin cemiyet ve millet menfaatlerinden üstün keşmekeşliği, kendisine aidiyatı olmayanlara karşı bir anlama yetersizliği ve seviyesi gibi boyutları ile de,

Birilerinin destek ve finansla yücelttiği ve ülkenin kritik kademelerinde etkin ve yetkin bir statü ve güce eriştirdiği dönemlerden,

Sorgulandığı,yargılandığı,dışlanmaya çalışıldığı dönemlerde dahil cemaati bir mümin feraseti ölçülerinde sorguladığım,yargıladığım konuşmalar,söylemler ve kaleme aldığım yazılarım olmuştur.!

Hadiseyi yüksekte belirli menfaatler ve yükselişlerine sebep olan güçlere karşı diyet ve mahkumiyet halleri çerçevesinde yönetmeye ve yürütmeye çalışanlara karşıda düşüncelerim sebep ve sonuç ilişkisi ile ülkemize ve insanlarımıza yansıyan maliyeti ile değerlendirdiğimiz zaman hala daha da aynı noktadayım.!

Siyasete heves ve tahmahkarlığın, ihtirasa dönüşmesi ile birlikte, ulvi değerlerin ve tabanda ki samimi mücadelerin siyasilerin ve idarecilerin ağzında olumlu ve olumsuz boyutta çarçur edildiği beraberinde asla istismar ve suistimal edilmemesi gereken,

Milli ve manevi değerlerimiz, bazı temsilcileri tarafından ayaklar altına alındığı keşmekeşlik ve basiretsizliği hala daha bütün hızıyla devam etmektedir.!

Asıl bedeli ödemesi gereken bu ve benzeri sosyal ve sıyasal süreçlerin taraf ve karşı gurup yöneticileri olması gerekliyken maalesef ki ülkemizde bedeli sadece samimiyetle inanmış, inanmaktan ve kendisine verilen görevleri yapmaktan başka hiç bir suçu günahı olmayan ve süreci değiştirmeyede asla imkanları bulunmayan insanlar olmuştur.!

Neden mi bunu yazma zaruriyeti hissettim; Bir ilimizden aldığım telefonla okuyan kız çocuklarının yurt problem ile ilgili karşı karşıya kaldıkları çifte standardın altında cemaat mensubiyetinin varlığı ile yüzleşince irkildim.!

Belkide bu münferit hadise benzer veya farklı hadiselere örnek teşkil edecek çok ileri boyuttadır endişesi ile kaleme almayı bir sorumluluk olarak addedim.!Şu bir gerçektir ki evlatlarımızı adı milli fakat soyadı asla milli olamamış milli eğitim sistemimizdir, dalından kopmuş yaprak misali beğenelim veya beğenmeyelim bu ve benzeri sosyal,sıyasal,kültürel,etnik ve dini grupların insafına ve insiyatifine sürükleyen,mahkum ve mecbur bırakan.!

Kız çocuklarının iffet ve şahsiyeti ile üniversitesini okuması için teslim ettikleri evlerde,yurtlarda belki bu iyniyet, tepedekiler tarafından suistimal edilse de, şahsi ve siyasi enfaatlerine kurban edilse de bu bedeli bu çocuklar ödememeli bence,

Veya kurumlarda ki amirinin, müdürünün direktifini zamanında yerine getirmekten başka bir şansı olmayan memurlar,polisler,askerler, işciler, esnaflar vs ire tabanda sadakatin, samimiyetin, inanç açlığını gidermek ve geçim kaygısı ile emirlere riayet etmek durumunda olanlara üsttekilerin ödemediği bedeli ödetmek ne İnsani nede İslami bir haslettir.! Vesselam.!

Milletten aldığınız güç,takdir ve teveccühle bu ülkeyi siyasi ve bürokratik müesseselerinizle yönetiniz tamam da bu gücü ve iradeyi aldığınız millete, zulme lütfen çevirmeyiniz.!

Nitekim her zulüm ancak kanunlaştığı noktada kırılır.!

Beşeri Hakimiyetlerin Uhrevi Mahkumiyetlere Dönüşmemesi Dileklerimle.!

selam-saygı-dua

Ahmet Gökhan Yazıcı