Bugün, 25 Kasım 2024 Pazartesi
Gökhan Yazıcı´nın Kaleminden
Asırlardır devam eden bir tekerrür-i kanın, gözyaşının, feryadın vicdanlarımızı yaraladığı, kulaklarımızı tırmaladığı, yüzlerimizi al kanlara boyadığı bir ölümle tüm insanlığın aslında öldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız.!
Körpecik yüreğini ve çaresiz küçük bedenini dalgaların yüzsüzleşmiş insan silüetindeki yüzümüze bir tokat gibi çarpan bir ibret abides ile karşı karşıyayız.!
Tüm dünya insanlığının ve müslümanlığının bir umut sandalına mecbur bıraktığı bir mukadderatın tecellisi ile o sandalın lal kesilen vicdanlarımıza ve ateşten kor haline gelmiş kayalık yüreklerimize vurması ile karşı karşıyayız.
Asrın firavunlarının, nemrutlarının, ebu cehillerinin, azgınlaşan nefislerinin, belhum adallaşan ruhlarının, ağır bedelini küçücük cüssesi ile dünyalık isteyenlere bedelini ölerek ödeyerek bir ölümsüzlük destanı ile karşı karşıyayız.!
Onunda sıcak bir yuvası, üşümeden rahat uyuyacağı bir yatağı, geleceğini ve hayallerini kurguladığı oyuncakları ve bulduğunda sevinen olmadığında ise üzülmeyen kimse ile meselesi olmayan küçük bir dünyası vardı.!
Fakat olmamalıydı.! Çünkü O bir Müslümandı.!
Çok gördüler bu çocuğun şahsı ile munhasır asırlardır bu çoğrafyalarda katledilen yediden yetmişe bütün müslümanlara rahatı,huzuru, tokluğu, sevinci, gülmeyi,oynamayı, eceli ile ölmeyi çok gördüler.
Bütün dünya insanlığının maddi ve sosyal temel ihtiyaçlarını üretebilecek ve karşılayabilecek yer altı ve yer üstü kaynakları bu çoğrafyalarda yaşayan müslümanlar üzerinden onların ölmesi pahasına elde eden hristiyan ve yahudiler çok gördüler.!
Bu insanlıktan nasibini almamış fravunun, nemrudun, ebu cehillerin torunları kendi çocuklarına her türlü dünyev-I rahatlığı, ferahı, huzuru, güveni ve bolluğu sunmak için müslümanları, böldüler, parçaladılar,sömürdüler, öldürdüler velhasıl böylesi sermayelerini borçlu oldukları nice çocuklara, ailelere, kapılarını kapadılar ve ölümlere sürüklediler.!
Bizler için ise pekte farkımız yoktu onlardan, davranışlarımıza yansıyan boyutu ile tek farkımız adımız Müslümandı ,soyadımız belki, Türktü, Kürttü, lazdı,çerkezdi,özbekti,avşardı,tatardı vs unsurlardı. Maalesef ki pekte farkımız yoktu.
Mazilerinde atalarının, yapmış oldukları ihanetlerinin,hatalarının,yanlışlarının bedelini ödüyorlar idi ödemeliydiler.!
Kimimiz için Türk değildiler, araptılar, kimimiz için sünni değildiler şiidiler, kimimiz için Türkmendiler, kürt değildiler, velhasıl etnik ve inanci taasupiyet saplantılarımız eşliğinde bizden değildiler ve bizden uzak yaşamalıydılar.!
Yüz binlerce insanı doyurabilecek israf ettiklerimizi bile belkide çok gördük.!
Yastık altı birikimlerimizin zekatını bile paylaşamadık.! Doların,altının, borsanın yükselişi ile fırsat bildik yarına çıkmaya senetimiz varmış gibi geleceğe yatırıma dönüştürdük.!
Tatil bölgelerimizde huzurumuzdan ettiler, mahallelerde canımızdan bezdirdiler, dilenerek vicdanlarımızı süistimal ettiler,fuhuşa alet olup iştahımızı kabarttılar, olanla olmayanın, yiyenle yemeyenin kavgasına sürüklenip hırsızlığa tenezzül edip malımıza göz diktiler.!
Maalesefki bu Müslümanlar bu makus talihe sürüklendiler, gitmeliydiler, ölmeliydiler.!
Tatmini mümkün olmayan ihtiraslarımızın, para,makam ve şöhret tutkularımızın, zevk ve sefaahat müptelası, dünyevi hayatı bir son gören, ötesini hayal bile edemeyen zevk ve sefaahat müptelası biz sözde Müslümanlar için onlar bir İnsan değildiler ve öldüler, ölüm pahasınada olsa gitmeliydiler.!
Şüphesiz Tarih tekerrürden ibarettir ve bu çocuğun çaresizce ölümü ibret alınmadığı takdirde de bu tekerrür bu çoğrafya da bizim çocuklarımız için bu gidişatla bir tekerrürü akıbettir.!
Menfaatizmin sürüngenliğine soyunup, ideallerini, inançlarını, ruhunu makam-mevkii şöhret ve para uğruna satanlar olarak bu vebalden ve tekerrürden kurtulayamayacağız.!
Dedikoduyu,yalanı,riyayı,fitneyi,fesadı ilke edinen..!
Evladından,eşinden,akrabası,soydaş ve dindaşından bihaber yaşayan..!
Güçlünün, zalimin karşısında yunusca.! Zayıfın, mazlumun karşısında Yavuzca davranan..! sözde Müslümanlar olarak bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Taklitçiliği gelişimle özdeşleştirip, kendi varlık sebebini yansıtmayan değerlere; bir kısmı hoşgörü ve diyalog adına, bir kısmı soysuzluğunu dışa vurma adına, bir kısmıda ahlaksızlıklarını dışa vurma, meşrulaştırma adına sahip çıkarak.,!
Daha iyi bir evi,arabayı,daha iyi ve lüks bir yaşamı ilke edinip, yaratıcısının ilk emrini ?İkra (oku)´yu hiçe sayıp,evladını uhrevi ve dünyevi ilimlerden uzak tutulmasına seyirci kalarak.! bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Komşusunun açlık ve zulüm sefaleti karşısında, tok ve rahat yatarak.!
Dünyadaki akan kanın ve gözyaşının adının Müslüman, soyadının Türk olduğu bir çağda; sadece yediği,içtiği ve eğlendiği yeri kutsal kabul edinerek.!
Mazlum milletlerin bitmeyen feryatları karşısında, bencilliği,neme lazımcılığı,ilkesizliği,ilke edinenerek bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Kendi inançlarına, kutsal değerlerine karşı yapılan dahili ve harici saldırılar karşısında küçük dillerimizi yutarak.!
Kahvehane,salon ve misafir odalarında tatlı su kahramanlığına soyunarak.! çareyi sadece buğz etmekte, beddua ve hakarette arayarak suçu birbirimize atarak, sıkıntısız, mücadelesiz mükafatı ümit ve hak etmeyi Müslümanlık? Sayarak.! bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Allah´ın indirdikleriyle hükmetmeyerek.! Onlardan bihaber yaşayayarak.!
Kendi fikri ve inanç sapkınlarını doğrultusunda insanları yeniden yaratmaya çalışanlara iltifat ederek saygı duyarak.!
Onlara ve beşeri kural,kanun ve yasalarına kayıtsız şartsız biat ederek hayatını tanzim edenler olarak bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Allahın hükümlerinden ziyade onların uydurma sapkınlıklarıyla amel eden, Dinine- kültürüne-vatanına ve milliyetine, savaş ilan eden kültürleri-fikirleri-inançları-yasaları,kanunla meşrulaştıran!
Türklükle özdeşleştirip, İslam´la bağdaştıranlarlar olarak bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Bu katliamların müsebbibleri hristiyanlar ve yahudilerin istediği gibi kişiliğe bürünen düşünen-inanan, onların ölçü ve sınırlarınca,konuşan-susan-üreten-tüketen.!
Onlara dost olmayı-benzemeyi-inanmayı-yaşamayı ideal olarak, taassubiyetle! Benimseyenler olarak bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Bunları yapsakta! yapanları seyretsek te ?Bilerek Hakkı,Batın ile karıştırmayın.Hakkı gizlemeyin?(Bakara.42) emrine rağmen yaşayanlar,susanlar olarak bu vebalden ve tekerrürden kurtulamayacağız.!
Asırlardır Müslümanın Amentüsünü bozmaya çalışan..! Fitneyi ve tefrikayı bünyesinde yeşerten..!
Ve Müslümanları ideolojiler, sistemler, ırklar, mezhepler, tarikatlar, cemaatler, vesaire kamplar, klüpler, dernekler gibi taif lere bölenlere rağbet ve biat edip, din kardeşini hakir ve hor gören, aşağılayıp düşman ilan eden, küfrefip ötekileştiren, imdadına sessiz ve kayıtsız kalıp batıla destek çıkan BİZ SÖZDE MÜSLÜMANLAR OLARAK BU VEBALDEN TEKERRÜRDEN KURTULAMAYIZ.!
Şimdi ha gayret bu çocuğun tarihi tekerrürüne kendi evlatlarımızla yelken açmak istiyorsak.!
Birlik ve beraberliğimize sokun çomağı, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne çekin hançerinizi tam kalbine yerleştirin,
Gölgesinde huzur bulduğumuz, dalgalanışı ile serinlediğimiz, ortak kanlarımızla boyadığımız al bayrağımızı çekin indirin parçalayın göklerden,
Türküm, Kürdüm, Aleviyim, Sünniyim, Sağcıyım, Solcuyum vesaire özellikle sadece ben haklıyım diyerek.!
Ötekileştirin, ayrışın, aşağılayın, hakir görün, umursamadan birbirinizin gözlerini oyun, namus ve iffetlerine kem gözle bakın, daha fazlasına ulaşmak için çalın,çırpın kefeninizin cebini tıkabasa doldurun ve çocuklarınızı bu tekerrüre kendi ellerinizle,dillerinizle sürükleyin.!
ÇÜNKÜ.! MÜSLÜMANLAR OLARAK BU VEBALLE KENDİ ÇOCUKLARIMIZI BU ÇOÇUĞUN AKİBETİNE KENDİ ELLERİMİZLE SÜRÜKLEYECEĞİZ.! VESSELAM
selam-saygı-dua
Ahmet Gökhan Yazıcı
Erzurum
25.11.2024
