Sedat Peker´in Kaleminden
Kıymetli Dostlarım,
Seçimlerden önce birçok kereler güçlü iktidarların ülkenin yönetimi için çok önemli olduğunu, bu yüzden oy verirken çok iyi düşünüp maceraya girmemek gerektiğini söylemiştim. Bu yazılarımı okuyan bazı arkadaşlarımız,maalesef ki beni partizanlık yapmakla suçlamış, haketmediğim ithamlarda bulunmuşlardı.
Benim anlatmak istediğim şey,tam da şu an yaşadığımız durumdu. Hem içteki hem de dıştaki düşmanlara zayıf yakalanmamak gerekir, demek istemiştim. Düşmanlar birer yılandır. En zayıf anını kollarlar karşısındakinin. Bu kelimeyi söylemekten gerçekten nefret ediyorum. Ancak tek başına bir iktidar çıkaramazsak ülkemizi çok kötü günler bekliyor, demiştim. Şu an yaşadığımız günler bile bu kötü günlerin başlangıcı. Daha da zor günler yaşayacağız.
İşte bu sebeple inşaallah siyasi partilerimiz bir koalisyon hükümeti kurarlar ya da hiç boşuna zaman kaybetmeden erken seçime giderler. Gönlümün istediği bir koalisyon hükümetinin acilen kurulması. Ancak aklımın söylediği ise bunun mümkün olmayacağı... Mümkün olsa dahi çok uzun süreli olmayacağından zaman kaybetmeden erken seçime gidilmesinden yanayım.
Kıymetli Dostlarım, uzun bir süredir İstanbul dışında kalıyorum. Bu durumum telefon baz istasyonlarından ve yaşadığım otellerdeki kamera sistemlerinden rahatlıkla doğrulanabilir. Ancak çok enteresan bazı gelişmeler kulağıma gelmekte.
Ben sözde 10 gün kadar önce Gazi Mahallesi´ne polis akrep aracıyla gelmişim, orda karakola uğrayıp çay içmişim. Sonrasında ise bütün Gazi Mahallesi´ni cadde cadde, sokak sokak gezerek incelemeler yapmışım. Bu deli saçmasını Gazi Mahallesi ve çevresindeki 9-10 ayrı yerden duyunca ciddiye alıp incelemeye karar verdim.
Zannederimki önümüzdeki günlerde terör örgütü, hainliğinden şüphelendiği ama bir türlü delillendiremediği 3-4 üyesini faili meçhul bir şekilde öldürerek bu cinayetleri de şifayen benim üstüme bırakmak isteyecekler. Bu tip bir olaydan kanunen bana hiçbir şey olmaz. Ancak 10 gündür algı operasyonu yaparak Gazi Mahallesindeki halkıda inandırdıkları için öldürdükleri kişileri,devrim şehidi yapıp beni de faşist katil olarak sokaklarda anlatmaya devam ederek kendilerine taraftar toplayacaklar.
Ergenekon Mahkemeleri´ne göre 1990´lı yılların başındaki Gazi Mahallesindeki olaylarda, kahveyi de ben taramışım. İşin en komik yanı; gizli tanık ifadesi diye bu deli saçmalarını devletin resmi raporlarına yazdılar (şükürler olsunki aklı başında birçok kişi bu düzmecelere inanmadı.).
Görünen o ki bugünlerde yine bir oyun tezgahlamaktalar. Bu sefer paralel yapı değilde, terör örgütünün kendisi tezgahlıyor. Size açık bir şekilde söylemek istiyorum ki; Gazi Mahallesi, Gülsuyu, Okmeydanı vb. gibi örgütün aktif olduğu yerlerde, ilerde olabilecek hiçbir olayla ilgim yoktur. Benim polis akrebiyle o mahalleleri dolaştığım iddisını yayanda örgütün kendisidir.
Muhtemelen ilerki günlerde oralarda faili meçhul cinayetler işlenirse bu cinayetleri işleyende benim zannımca örgütün kendisi olacaktır. Daha önceki yazılarımda da birçok defa belirttiğim gibi mücadele, ilk etapta devletin askerinin, polisinin, istihbaratçısının mücadelesidir. Bizim yapacağımızsa bunların manen arkasında durmak ve hâyır duası etmektir.
Kıymetli Dostlarım, sakin bir hayat yaşadığım halde durmadan bu olayların içerisindeymişim gibi propaganda çalışmaları yapmaları, bunların bilinçaltlarındaki gizli hesaplarının göstergesidir. Onların bilmediği tek şey ise; bir gün ülkemizde şartlar kötüleşir ve mücadeleye bizim, yani halkın katılması gerekliliği doğarsa benim o sokaklarda bilgi toplamak için akrep ile gezmeye hiç bir türlü ihtiyaç duymayacağımdır.(Çünkü ben düşmanlarımın kim olduğunu en başından beri,yani ruhlar aleminden beri biliyorum.)
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER
Erzurum
25.11.2024