Tarih: 23.11.2015 03:40

BAYIRBUCAKTAKİ ZULÜMLER HEPİMİZİN ESERİ

Facebook Twitter Linked-in

 

Kıymetli Dostlarım,

BAYIRBUCAK´ta yaşanan zulümleri sizlerinde basından takip ederken ruhen nasıl ızdıraplar yaşadığınızı tahmin edebiliyorum. Bizlerin bu acıları yaşamasının en büyük sebeplerinden biri olan paralel yapının gazetelerinde bu haberin üzüntülü bir şekilde verilmesini ise gerçekten anlayamıyorum.

BAYIRBUCAK, şu an bu haldeyse bunun en büyük eseri sizsiniz. O tarihlerde de devletin politikası o topraklarda çok büyük ve güçlü bir yapı oluşturmaktı (Gayriresmi bir askeri üstte diyebiliriz). Yapılan ihanetin neticesinde (MİT tırlarının durdurulması) oraya giden yardımlar çok azaldı. Çünkü paralel yapı,elindeki basın organlarının gücüyle tüm dünyanın gözünün bizim üzerimize dönmesini sağladı.

Kıymetli Dostlarım, Ergenekon davasında avukatlarım, yaptığım savunmada ki dik duruşumdan dolayı ceza aldığımı (ayrıca da başka cezalar almam içinde farklı mahkemelere Ergenekon hakimleri tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu) söylediklerinde onlara şunu söylemiştim: ?Aldığım cezanın hiçbir önemi yok. Bu şekilde ifade vermeyerek eğer ki onların istediği gibi davransaydım boynuma tasma,burnuma da hızma takmalarına izin verseydim, ömür boyu ellerinde oyuncak olmayıda o zaman itibarıyla kabul etmiş olacaktım.? dedim.

zaman gazetesinde BAYIRBUCAK ile ilgili haber yapan muhabir arkadaşın ben nedense samimiyetine inanmak istiyorum. Ancak mensubu oldukları yapının savcıları, askerleri ve polisleri yüzünden bugün BAYIRBUCAK´ta TÜRKMENLER maalesef ki zulüm görüyorlar. siyonist ve emperyalist güçlerle ters düşmeyelim mantığı güdüp tasmanın hizmet hareketinin boynuna, hızmanın da burnuna takılmasına izin verirseniz artık hayatınızın geri kalan bölümünde de TÜRK milleti tarafından paralel yapı olarak anıldığınızda da üzülmemelisiniz. Çünkü bunu siz istediniz (Eden bulur.).

BAYIRBUCAK´a giden MİT tırları konusunda o tarihlerde hükümeti sıkıştırmaya çalışan muhalefet partilerinin duruşlarını biz unutmadık ve tabi ki MİLLETİMİZDE unutmadı.Bu dünya var olduğu sürecede unutmayacağız. AK Parti düşmanlığınızı öfkenize yenilerek daha doğrusu kontrolünüzü kaybederek DEVLET ve MİLLET düşmanlığı haline çevirişinizin en büyük örneği ise bence MİT tırları olayıydı.

Ben AK Parti üyesi veya delegesi değilim, milletvekilide değilim. Ancak Ortadoğu´da şu günlerde planlanan oyunu öngörerek tüm akrabalarımın ve sevenlerimin AK Partiye oy vermesi için çalıştığımdan dolayı (şu an ki yaşananları gördükçe) şükürler olsun ki yaptıklarımdan onur duyuyorum. Şu an bir koalisyon hükümeti olsaydı, Ortadoğu´daki bu karmaşanın içinde neler yaşayacağımızı düşünmek bile benim için inanın ki bir kabus oluyor.

Kıymetli Dostlarım, bazı hesaplarda benim öldürüldüğüme dair paylaşımlar yapıldığını ve sevinç naraları atıldığını okuyorum. Sonrasında ise hayatta olduğum bu kişiler tarafından öğrenilince bana madem oluk oluk kan akıtacaksın, neden suriye´ye gitmiyorsun dediklerini görevli arkadaşlarımdan öğreniyorum.

Bundan takriben 20 sene kadar önce CENNETMEKÂN ŞAMİL BASEYEV´le bir tercüman kardeşimizin aracılığı ile telefon görüşmesi yapıyorduk. Olayın duygusal etkisiyle ?Çeçenistan´a gelsem galiba daha iyi olur. ? demiştim. Kendisinin cevabını ise hiç unutmam. ?Burada savaşacak cesarette bir çok arkadaşımız var. Eğer çoğumuz ŞEHİT olursa yenilerini tekrar bulabiliriz. Fakat sadece bir düşün SENİN BİZLER İÇİN YAPTIKLARINI YAPABİLECEK KAÇ KİŞİ VAR? ? demişti. (ÇEÇEN bağımsızlık mücadelesine direnişçiler arasında vahabi mezhebinin etkisinin artması vede en son olarak 1 Eylül 2004 yılında Beslan katliamından sonra desteğimi sonlandırmıştım.).

Kıymetli Dostlarım, bu tip yazıları genelde terör örgütlerinin sosyal sayfalarında yazıyorlar. Ancak birde ÜLKÜCÜ kılığına girmiş paralelcilerin yazdıkları bu tip yazılarda var. Onlarıda büyük bir eğlence ile okuyorum. Geçmiş yıllarda bu şahıslarla çok yakınlığımız olduğu için ne kadar ÜLKÜCÜ kılığında yazarlarsa yazsınlar hangisinin paralelci olduğunu aynı saniyede anlayabiliyorum. Bütün hepsine şunu söylemek isterim. Ben bu dünyayı ondan vazgeçemeyecek kadar hiçbir zaman sevmedim. Zamanı gelince BAYIRBUCAK´a da giderim her yerede giderim. Ancak şu an oralar için yapmam gereken daha önemli şeyler var ve hepsini büyük bir keyifle yapıyorum. CENNETMEKÂN ŞAMİL BASEYEV dostumun dediğini de tabi ki unutmuyorum. Bende daha ne numaralar var?hepsini göreceksiniz. Henüz daha hiç birine başlamadım. Bunlara ısınma turu bile denemez (Sizler için en son şapkadan tavşan çıkartma numarası bile yapacağım.).

Kıymetli Dostlarım, MÜSLÜMAN ve TÜRK olmanın şerefini hiç bir zaman anlayamamış ve bundan adeta her zaman utanmış zavallıların maalesefki ÜLKEMİZDEKİ finansta, basında ve sanatta kısacası halk dilinde kaymaklı olarak tabir edilen tüm alanlarda çoğunluk olduklarını görüyoruz. Bu coğrafyada yaşanan zor günler sona erdiğinde bu ÜLKENİN EVLATLARININ tek hedefi kaymaklı iş diye tabir edilen bu alanlarda çoğunluğu ele geçirmek olmalıdır (Yoksa bu hikayeler sanki bir kadermiş gibi bizim çocuklarımıza da torunlarımıza da hiç değişmeden kötü bir er miras olarak kalacaktır.).

BİR UMUTTUR YAŞAMAK
SEDAT PEKER




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —