Dün grup toplantısında konuşan MHP Lider Devlet Bahçeli başkanlık sistemi ve yeni anayasa konusunda yeşil ışık yakmış, ?TBMM´ye getirilmelidir.? demişti. Gerekirse de referanduma gidilebileceğini söyleyerek ?Boynumuz kıldan incedir? diye sözlerini tamamlamıştı.
Devlet Bahçeli konuşmasında : ?Türkiye´nin yeni bir toplum sözleşmesine ihtiyacı vardır. 15 Temmuz´dan sonra bu ihtiyaç acil bir hal almıştır. Türkiye´de hiçbir şey 14 Temmuz´daki gibi olamayacaktır. Kulağımızın üstüne yatamayız. MHP anayasanın tadilatına veya yeniden yazımına olumlu bakmaktadır. Bizim anayasaya bakışımızda sapma veya savrulma yoktur.
Ak Parti Anayasa taslağını TBMM´ye getirmelidir. Ya 367´yi aşarak kanunlaşacaktır ya da milletin kararına sunulacaktır.
Türkiye´nin yasa ve Anayasaya uymayan yönetim yapısının derhal düzeltilmesini, hukukun tam manasıyla egemen kılınmasını öncelik görüyoruz. Egemenliğin sahibi aziz milletimiz aynı zamanda son sözün de sahibidir. Buna inancımız tamdır. Millet ne derse odur, neye karar verirse boynumuz kıldan incedir? demişti.
Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım hem grup toplantısında hem de Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı´nda Bahçeli´ye teşekkür ederek, ?Bahçeli´nin çağrısını kabul ediyoruz? dedi.
Başbakan konuşmasında ?Bir anayasa ihtiyacı artık acil hale gelmiştir. Sayın Bahçeli´nin beyanatları cesaret verici. Biz hazırız. Bu yolda adımları da atacağız. Kararı ya Meclis verecek ya da millet verecek. Milletin verdiği karar en doğru karardır. Kısa sürede Meclis´e yeni anayasa getireceğiz.? ifadelerine yer verdi.
Peki neredeyse 1946 Türkiye seçimlerden beri tartışılan Başkanlık Sistemi nedir?
Başkanlık Sistemi Nedir? Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi sistemdir. Başkanlık sisteminde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur. Başkanlık sistemi kesin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanır.
1982 anayasası parlamenter rejim Anayasası nı tam olarak karşılamamaktadır. Başkanlık sistemi ile parlamentarizm arası bir kavramdır.
Başkanlık sistemini parlamenter sistemden ayıran temel özellik, yürütme organının biçimi ve rolü ile ilintilidir ve parlamenter sistemden farklı olarak, başkanlık sisteminde yürütme organı ile yasama organı iç içe geçmemiş durumdadır.
Başkanlık sisteminin parlamenter sistemden en büyük farkı yürütme organı ile yasama organını ayırmaktır. Bu yüzden milletvekilleri ayrı, Başkan ayrı seçilir. Buna karşın parlamenter sistemde halk yapılan serbest seçimlerle parlamentoyu seçer, milletvekilleri de kendi aralarından bir Başbakan ve Bakanlar Kurulu seçerler.
Parlamenter sistemin üç unsuru vardır:
-Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu
-Hükümetin Parlamento´ya karşı, müşterek ve müteselsil sorumluluğu
-Cumhurbaşkanının Parlamento´yu fesih yetkisi
Başkanlık sisteminin özetle temel ayırt edici özellikleri şunlardır:
Devlet başkanı doğrudan halk tarafından seçilir.
Yürütme organı tek kişiden meydana gelir.
Yürütme yasamanın güvenine dayanmaz.
Başkanlık sistemini 3 temel avantajı ise şu şekilde sıralayabiliriz :
Doğrudan yetki ? başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilir. Bazılarına göre bu; devlet başkanının gücünü dolaylı yollardan göreve getirilen liderlere kıyasla daha meşru kılar. ABD´de devlet başkanı halk oylamasından hemen sonra toplanan Seçiciler Kurulu tarafından seçilir.
Kuvvetler ayrılığı ? Başkanlık sisteminde başkanlık ve yasama meclisi iki paralel yapı olarak işlev görür. Bu sistemin destekçilerine göre; böylelikle her iki birim birbirini karşılıklı olarak denetleyerek suistimalin ve makamın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur.
Hızlı karar mekanizması ? Güçlü yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanı değişiklikleri ivedilikle işleme koyar. Fakat bunun yanında bazılarına göre kuvvetler ayrılığı sistemi yavaşlatır.
Hangi Ülkelerde Başkanlık Sistemi Var?
ABD, Afganistan, Angola, Arjantin, Benin, Bolivya, Brazilya, Burundi, Şili, Kolombiya, Komoros, Kongo Cumhuriyeti, Kosta Rika, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, El Salvador, Gambiya, Gana, Guatemala, Honduras, Endonezya, Kenya, Liberya, Malavi, Maldivler, Meksika, Myanmar, Nikaragua, Nijerya, Palau, Panama, Paraguay, Filipinler, Şeyseller, Sierra Leone, Güney Sudan, Sudan, Türkmenistan, Uruguay, Venezuela, Zambiya ve Zimbabwe.
Türk Tipi Başkanlık Sistemi Nedir?
Türk tip başkanlık sistemi ABD´deki modelden ayrılıyor.
Bu sistemde başkan doğrudan halk tarafından 5 yıllığına seçilecek. Başkan olmak için 40 yaşında ve üniversite mezunu olma şartı korunacak. Bir kişi iki dönem başkanlık yapabilecek. Başkan, seçimler öncesinde başkan yardımcısını da halka açıklayacak.
Meclis´in milletvekili sayısı 550 olarak korunacak. Parlamento seçimleri ile başkanlık seçimi eş zamanlı 5 yılda bir yapılacak.
Başkanlık sisteminde, Başkan Meclis´te değil, sadece halka karşı sorumlu olacak. Güvenoyu ve gensoru uygulamaları kaldırılacak. Bu yolla başkan ve kabinenin düşürülmesi imkânı da olmayacak.
Başkan kabinesini parlamento içinden seçmeyecek. Milletvekili olanlar bakan olamayacak. Başkan, vatana ihanet gibi belli başlı bazı suçlardan yargılanabilecek. Yargılamayı Yüce Divan sıfatı ile Anayasa Mahkemesi yapacak. Başkanı, Yüce Divan´a gönderme yetkisi ise Meclis´te olacak. Meclis, bu kararı nitelikli çoğunluk ile verecek.
Erdoğan Neden Başkanlık Sistemini İstiyor?
Burada atlanan nokta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın başkanlık sisteminin değişmesinden önce, mevcut anayasayı yetersiz buluşu ve yeni bir anayasa yapılması gerektiğini düşünmesidir.
Başkanlık sisteminde tüm yetki tek bir kişide toplanıyor ve otoriter rejime yönelim oluyor gibi gözükse de, tam tersi bir durum vardır. Başkanlık sistemi Erdoğan´ın şuan ki yetkilerini sınırlayan bir sistemdir Hali hazırda Türkiye´de bir şekilde var olan ve anayasada yer almayan "de facto bir yarı başkanlık sistemi" vardır.
Başkanlık sistemi, liberal demokrasi ile yönetilen her ülkede diktatörlük parametresinden uzak bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Bu sistemin kişileştirilmemesi, toplumun siyasal ve sosyolojik yapısı ile ilgilidir.
Başkanlık bir rejim değil, sistemdir. Gerekli siyasal alt yapı sağlandıktan sonra, anayasal denetime tabi olan bir başkanın rejim değiştirmesi mümkün değildir.
Ayrıca, parlamenter sistem darbelere daha güçsüz ve kırılgandır. Tarihimize bakacak olursak da, askeri yönetimler bile söz konusu olmuştur.
Parlamenter sistem krizlere açıktır. Yakın tarihte 5 Nisan 1994, Şubat 2001 krizleri koalisyon döneminin ürünleri olarak ülkenin gelişmişlik seviyesini düşürmüş, bu istikrarsızlık süreçleri 2002´de tek parti iktidarı ile aşılabilmiştir. Zaten her kriz döneminden sonra da başkanlık sisteminin gelmesi gerektiği yönünde görüşler öne sürülmüştür.
Sonuç olarak, ağır bürokratik süreçlerin ortadan kaldırılarak daha hızlı kararlar alınması, olası krizlerin önlenmesi , kuvvetler ayrılığının sağlanması, siyasette oligarşinin yok edilmesi için Başkanlık sistemi konusunun detaylıca konuşulması elzemdir.