Provokatörlere dikkat!
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bitti mi? Kökü kazındı mı? Tehlike bertaraf edildi mi?
Şüphesiz son günlerde vatandaşın kafasını en çok kemiren sorular bunlar.
Durum tespiti yapmak için isterseniz önce 15 Temmuz´a kadar olan süreci irdeleyelim.
Kısa bir muhasebe yapalım.
17-25 Aralık 2013 tarihinin üzerinden neredeyse 3 yıla yakın bir süre geçti.
Peki bu süre zarfında Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan´ı istisna tutarsak; FETÖ ile adam gibi mücadele yapılabildi mi? Bir arpa boyu yol kat edilebildi mi?
Bu sorunun cevabı 15 Temmuz´da yaşananlarda. Endişem o ki; 15 Temmuz´dan da gerekli dersleri çıkartmayacağız.
Biz dönelim 17-25 Aralık sonrasına?
Normalde sıradan vatandaş neyin ne olduğunu nereden bilsin?
Toplumu yönlendirecek, doğru bilgilendirecek, bilinç ve şuur yükleyecek kurum, kuruluş ve organlar bellidir.
Bunlar da medya, sivil toplum kuruluşları ile siyaset dünyasından başkası değildir.
Medyanın halini görüyorsunuz. En başta tirajlar ayaklar altında sürünüyor.
Neden? Çünkü vatandaş nezdinde artık medyanın inandırıcılığı yok. Güven dip yapmış vaziyette.
Nasıl oluyorsa her şey 15 Temmuz´da ortaya çıkıyor. Bunun öncesi yok mu? Bu süre zarfında çıkan haberlere, yapılan analizlere, köşe yazılarına bir bakın Allah aşkına!
Hepsinin içeriği incir çekirdeğini doldurmaz.
Onca delil varken mahalle dedikodularını aratmayan tezviratlar. Koca karı lakırdılarına benzeyen analizler, şahsi ikballer için doldurulan köşeler? Haberden başka her şeye benzeyen hikayeler. Hakaretler, küfürler?
Böyle mi mücadele edeceğiz FETÖ ile?
Yaşananların binde biri tespit edilemez miydi? Adam akıllı uyarılar yapılamaz mıydı?
Gazetelerimiz dört dörtlük dosyalar hazırlayıp, saptamalarda bulunamaz mıydı?
Hem kamuya hem vatandaşa projoksiyonlar açılamaz mıydı?
Varsa yoksa menfaat, rant, para, çıkar!
Bunu neye göre söylüyorum.
Gördüklerime ve yaşadıklarıma göre?
Bunca felaket ve facia yaşamış bu ülke? 246 şehit vermişiz bir günde?
Henüz yerdeki kanları dahi kurumadı. Acılar dinmedi.
Dün öyle şeylere şahit oldum ki?
İçim burkuldu, midem bulandı. Kusmamak için kendimi şadırvana zor attım.
Bilmem ne konuma yükselmiş, şu kadar servet sahibi olmuş dava adamı zannettiğimiz aç gözlüler hala fellik fellik servet hesabı yapıp, ihale peşinde koşuyordu.
Gün bu gün deyip, normal günlerde elde edemeyeceği parsanın peşine düşmüşler, iş ve ihale iştiyakları nirvanaya yükselmişti.
Ya bunca felaket arasında provokasyon peşinde olanlara ne demeli?
Darbe sivil vatandaşlarca engellenip bertaraf edildikten sonra silah kuşanıp sokağa çıkmak da ne oluyor Allah aşkına?
Evet sokağı bırakmayalım. Meydanlar boş kalmasın! Ama silah kuşanmak kime hizmet eder?
Ne olur bilip bilmeden daha fazla düşman sevindirmeyelim.
Siyonistler ellerini açmış, iç savaş bekliyorlar?
15 Temmuz hepimize ders olsun. Çünkü olan garibana oluyor.
Ajanlar, provokatörler her dönem kazanıyor.
Vatandaşın kazandığı ve aydınlandığı gün gerçek tehlikeyi bertaraf ettiğimiz gündür.
Bunun başka yolu yok!
Erzurum
23.11.2024