Türkiye'de boşanmalar yüzde 8’i erkeğin isteği ile, yüzde 25’i iki tarafın anlaşması ile, yüzde 65’ ise kadının isteği ile gerçekleşiyor.
Uzmanlar Türkiye’de kadını boşanmaya teşvik eden bir sosyolojik atmosferin olduğunu, kadını erkeğe karşı kışkırtan, erkeği düşman olarak gösteren feminist hareketlerin çok yaygın olduğunu belirtiyor.
Türkiye’de ayrıca kadına karşı pozitif ayrımcılık, kadının beyanı esastır ve İstanbul Sözleşmesi gibi kanun ve kabuller de kadının boşanmak için kolay karar vermesini sağlıyor.
Kadına çevresinden yapılan “Zorlanıyorsan katlanma, ayrıl ve rahat et. Önemli olan sensin, senin hayatın” şeklindeki telkinler de kadının boşanmayı tercih etmesindeki en önemli etkenlerden olduğu kabul ediliyor.
Boşanmaya kolay karar veren kadınlar boşanma sonrasında hem kendilerinin ve hem de çocuklarının hayatını zorlaştırıyor.
Uzmanlara göre kadınların boşandıktan sonra yaşadıkları sıkıntılar boşanmadan önce yaşadıklarında çok daha fazla.
SON BİR KERE DAHA DÜŞÜNÜN
Uzmanlar, “Sağlıksız bir süreç yaşandığında çiftler; iletişim problemlerini düzelttiğinde ve çatışma çözme yöntemlerini öğrendiğinde sorunlar büyük oranda çözülüyor. Ayrıca çiftlerde varolan depresif duygu ve düşünceler çözüldüğünde, evlilik huzur veren bir kurum haline geliyor. Asıl olan evlilik kurumunun sağlıklı bir şekilde sürmesidir. Boşanma arizi bir durumdur.
İslam inancı eşlere sabrı, empatiyi ve fedakarlığı emreder. Sorunları çözemediklerinde bilge insanlardan destek almalarını ve onların aracılıklarına başvurmalarını tavsiye eder.
İslam evliliği sadece kişisel bir mesele olarak görmez. Evlilik kurumunu, toplumun tümünün huzuru için gerekli görür. Huzurlu bir yuva, huzurlu bir toplum demektir” diyerek boşanacak çiftlerin son bir kere daha düşünmelerinde çok büyük faydalar olduğunun da altını çiziyor.
Erzurum
24.11.2024