ENDER YÜNCÜ´NÜN KALEMİNDEN
Yazıma başlamadan önce yıllarca Radyo´da beraber program yaptığım hemşerimiz Erzurum´un kültür elçisi Murat Balkuş´un o meşhur şiiri ? Eskiden Kar yağardı Erzurum´a? şiirinden bir parça ile başlamak istedim.
?Eskiden Kar yağardı Erzurum´a
Toprak Damlarda sırt sırta yaşardık?
Henüz ayrılmamıştık, henüz bölünmemiştik..
Aynı mahalledeydik, zengini, fakiri, esnafı bir arada birliktik.
Fakir zengini hırsızlıkla, zengin fakiri tembellikle suçlamazdı?
Ve kar yağardı Erzurum´a Adam Boyu, Adamlarda Adamdı O zaman?
Ata sözüdür; zevali gelen karınca kanatlanır, eceli gelen it de cami duvarına işermiş.
Bizim it cami duvarına işemeyi bir tarafa bıraktı, şimdilerde yaptığını duvarlara sürüyor?
Yalan söylemekten utanmayan, iftira etmekten zevk alan, uydurduğu yalanlar ve attığı iftiralar gün yüzüne çıktığında ise insanların yüzüne bakmaktan utanmayan et kafalı, deve görünümlü, dummkopf´lardan bahsedeceğim biraz?
Ha unutmadan: (DUMMKOPF: Almanca DUMM (aptal) ve KOPF (kafa) kelimelerinin birleşimidir?)
Bu yazımda ele alacağım it, tamamen bir hayal ürünüdür.
Lafım itlere değildir; Çünkü bu yazıyı it yese kudurur?
Dedim ya bir kere ?it ittir? diye, Hem itin it olduğunu bileceğiz hem de ite it gibi muamele edeceğiz?
Zaten son günlerde gördüğüm birkaç fotoğraf karesinde dikkatlerden kaçmıyor. İte it gibi muamele yapılmaya başlanmış bile?
Neyse konumuza dönelim?
İlahi tecellidir; insanlar itlerden çok uzun yaşar. İtler ölür sahipleri kalır, itin hesabı da sahibinden sorulur.
Umuyor ve diliyorum ki, Bu sefer bizim itin hesabını bir önceki gibi sahibine sormazlar.
Şehir adına, Ülkem adına ve istikrar adına çok üzülürüm doğrusu?
İt beslemek, iti mahalleliye havlatmak, yoldan geçenin paçasına saldırtmak keyifli olsa da hem gayriahlakidir hem de risklidir.
İt ittir, bugün sen yal verirsin, komşuna ya da eski arkadaşına havlar, yarın bir başkası et verir bu sefer de döner sana hırlar, hırlamakla da kalmaz sana da dalar.
Bu durumun geçmişte birçok örneği görülmüştür. Tarih tekerrürden ibarettir. Bugün yeniden nüksetmiştir.
Usta Komedyen Cem Yılmaz´ın G.O.R.A filmindeki süper esprilerinden birine konu olan özdeyiş geldi şimdi aklıma ?Bıldır ki hurmalar gelir kıçını tırmalar? aslında bu bir yöresi belli olmayan atasözüdür.
Şimdi neden mi kullandım bu atasözünü?
Sen bir adamı alacaksın. Getirip bir mevki ve makama oturtacaksın. Orada koruyacaksın kollayacaksın. O da kalkıp senin mevki ve makamına göz dikecek. Seni koltuktan indirilmek için şeytanın bile aklına gelmeyen düzenbazlıklar kuracak. Olmamışı olmuş gibi anlatacak. Birde üstüne yalanlar, iftiralar vs....
Eeee! ?Büyüt besle beni kalkıp yok sayayım seni??
Eyyy Ahmak! Senin kirli emellerin uğruna harcayacağın onca zaman, onca hesap var da, Mazlumun Allah´ı olduğunu hesaba katamadın mı?
Bak keser döndü sap döndü sonunda hesap döndü...
İçinde bulunduğun güç zehirlenmesi sayesinde yaktığın canların seninle hesabı yakındır.
Çevrene döktüğün salyaların arasında boğuldun...
Daha boğulmaya da devam edeceksin....
Aslında lafımız itlere değildir; dedik ya bir kere, ?it ittir? diye, hem itin it olduğunu bileceğiz hem de bundan sonra ite it gibi davranacağız?
Şehir adına, Ülkemizin bekası adına, bir davaya gönül vermiş tek çatı altında toplanmış temiz, gururlu, haysiyetli ve onuruyla Liderine bağlı duruşlu insanların ebet müddet var olması adına diyorum ki, Karınca kanatlanmıştır çare yok zeval bulacaktır. İt uzun zamandan beri ve her geçen gün artan sayıda cami duvarına işemektedir, eceli yakındır...
Kirli emelleri uğruna davasına ve yol arkadaşlarına iftira atmak, Şerden korkup şirrete teslim olmak, komşusunu sokan yılana sessiz kalmak ve sonra da dönüp bir büyük davadan, halka hizmet ve Hakk´a kulluktan bahsetmek!
Hadi canım siz de!
Siz kim dava kim, siz kim inanç ve ideal adamı olmak kim, daha doğrusu ve kısacası siz kim adamlık kim?
Hayatınız boyunca başarı ile tamamladığınız bir tek işiniz varsa söyleyin de bilelim?
Hayat, size hiç hak etmediğiniz işleri sunmuş, memur olmuşsunuz, esnaf olmuşsunuz, idareci olmuşsunuz, idare eden adam olmuşsunuz.
Yahu söyleyin de bilelim. Hangisinde sonuna kadar başarılı olmuşsunuz?
Hep Yarım? Hep Yarım? Hep Yarım?
Sahibinizin sizi tasmanızdan çekip götürdüğü yerlerden başka bir yere varamamışsınız?
Ama sakın unutmayın! İster korkudan, ister itinize güvenerek mahalleye kafa tutacağınızı sanmak gibi bir aptallığınızdan olsun, itinizi paçalarına saldırttığınız insanlar yaşayacak ve siz o insanlarla baş başa kalacaksınız!
Yüzlerine bakacaksınız, aralarına karışacak ve hiçbir şey olmamış gibi gönül rahatlığıyla yaşamaya devam edeceksiniz, öyle mi?
Halinizi düşünmek bile istemiyorum ama bir tavsiyede bulunacağım.
Bestesi de güftesi de Kemani Serkis Efendi´ye ait olan hani şu;
?Kimselere etmem şikayet ağlarım ben halime.
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.
Perde-i zulmet çekilmiş korkarım istikbalime.
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime? şarkısı var ya, onu şimdiden söylemeye başlayın.
Belki içinizde hala adamlıktan bir ince damar kalmıştır ve o harekete geçer de sizi bu sonsuz utançtan kurtarır.
Cami Avlusunda Hoca´ya küfür edip sonra da geçip arkasında namaz kılınmaz.....
Erzurum
22.11.2024