Tarih: 21.07.2025 01:05

"Darbe Kafası" Adlı Sinema Filmi İzleyenleri Hayal Kırıklığına Uğrattı

Facebook Twitter Linked-in

 

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyen ve öğrencilerinin hazırladığı, darbeleri anlatan 'Darbe Kafası' adlı sinema filmi izleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sinema Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. İrfan Hıdıroğlu'nun filmin yazar ve yönetmenliğini yaptığı "Darbe Kafası" adlı kısa film de, Yönetmen yardımcılığını Güzel Sanatlar Fakültesinden Araştırma Görevlisi Dr. Cem İçyar ve Meslek Yüksek Okulunda görevli Dr. Öğretim Görevlisi Elif Yıldırım'ın yaptığı öğrenildi.

Filmin yayınlanacağı 15 Temmuz tarihinde Saatler 14.00'ı gösterdiğinde büyük bir heyecanla Salona gelen, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Erzurum Milletvekili Mehmet Emin Öz, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Ünal Bingül, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Doç. Dr. Engin Avcı, Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, Ülkü Ocakları Erzurum İl Başkanı Mevlüt Özcan, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Raci Taşcıoğlu öğretim üyeleri, öğrenciler ve Basın mensupları vardı.

Filmin başlamasına yakın salon da herkesin merakla beklediği "Darbe Kafası" Adlı film daha başlar başlamaz ilk sahnesinde Amatörlüğünü ortaya koydu.

Oyuncu Murat Karasungur; İki Farklı karakterle sahne aldığını ve bunun sebebinin de senaryonun yazarı ve yönetmen olduğunu, "Maddi olanakların kısıtlı olduğu için başka bir oyuncu kullanamadıklarını" söyleyerek filmin ne kadar amatörce hazırlandığını gözler önüne serdi.

Şimdi sormazlar mı adama; İçerisinde Güzel Sanatlar Fakültesi gibi binlerce mezun vermiş başarılı oyuncular yetiştirmiş ve halen bünyesinde yüzlerce öğrenciyi barındıran Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Murat Karasungur'un iki farklı karakterde ekran karşısına çıkması yerine bir tane o rolü oynayacak beceri ve yetenekte öğrenci yetiştiremediniz mi?

Yoksa Siz, Öğrencileriniz yetmezmiş gibi birde ailelerini de mi kandırıyorsunuz? "Çocuklarınıza en iyi eğitimi veriyoruz" diye…

En iyi Eğitimi veriyor olsaydınız bu rezil ve kepaze kısa filmle karşımıza çıkmazdınız…

Düşünsenize, Başka memleketlerden Erzurum'da Eğitim hayatını sürdürsün diye çocuklarını gönderen anne ve babalar belki de evlerine bir ekmek eksik alıyorlar, yıpranan ayakkabılarını değiştirmeyi erteliyorlar, üzerlerine kıyafet almıyorlar. Sırf evladımız Erzurum'da eğitim hayatını sürdürebilsin diye onlara beş on kuruş fazla harçlık gönderelim diye didinip duruyorlar.

Eeee….

Karşılarında daha sahneye bile çıkarılmaktan imtina edilen yüzlerce öğrenci ordusu…

Dört yılın sonunda da Haydi Buyurun Mezuniyet Balosuna…

Şimdi şu soru gelmez mi insanların aklına; Dört yıl boyunca Güzel Sanatlar ve İletişim Fakülteleri adı altında hiçbir şey öğretmeden, sahne deneyimi veremeden, kamera nasıl tutulur, sinema çekimi nasıl yapılır, sıradan kıytırık bir kısa film de bile çekim yapacak, senaryo yazacak, filmin bir sahnesinde oynayacak öğrenciler yetiştirmeden mi mezun ediyorsunuz çocuklarımızı?

Yetiştiremediğiniz, eğitimini hakkıyla veremediğiniz, dört yıl boyunca sırf anne ve babaları çocukları okuyor bilsinler diye Fakülteye götürüp getirttiğiniz, sizlerin ise salla başı al maaşı taktiğiyle dönemi kapatalım düşünceniz tıpkı saçlarını kestirmeye gidip, berbere "saçlarımda ak var mı?" sorusunu soran müşteriye, berberin verdiği cevap gibi "birazdan kestiğimde önüne düşer; Ak mı Kara mı? görürsün" cevabı niteliğinde gözler önüne serildi bu eserinizle.

Gördünüz mü?

Adının önünde İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sinema Ana Bilim Dalı Başkanı unvanını almış Doç. Dr İrfan Hıdıroğlu isimli kişinin yazar ve yönetmenliğini yaptığı filmi…

Nasılmış Saçlarınız Ak mı? Kara mı?

Bir de Yönetmen Yardımcılığını üstlenen Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Araştırma Görevlisi Dr. Cem İçyar var. 

Devlet bunlara birde çocuklarımıza iyi eğitim versinler diye maaş veriyor. 

Eserleri ortada…

Birisi Sinema Ana Bilim Dalı Başkanı diğeri Güzel Sanatlar Fakültesi Araştırma Görevlisi…

Önümüze koyulan sofra da, Ne Sinema oyuncusu yetiştirebilmişler, ne de senaryo yazabilmişler…

Anasınıfı öğrencileri bile okuma yazma bilmedikleri halde ellerinde ne bir tekst nede bir senaryoya bağlı kalmadan sene sonunda öğretmenlerinin vermiş oldukları replikler sayesinde mezuniyet merasimi düzenliyor ve görsel bir sahne hazırlıyorlar…

Anasınıfı Öğretmenlerini, bu isimlerinin önlerinde Prof. Dr. Doç. Dr. olan akademisyenler huzurunda Ayakta alkışlıyorum…

On Dönüm Bostan Yan Gel Yat Osman…

Sonra da, Ülkemizde Diplomalı garsonlar, tezgahtarlar, çöpçüler, ofis boylar, ayakkabı boyacıları vb. mesleklerde ömürleri boyunca hayat mücadelesi veren çocuklarımız var diye feryat figan edelim…

Sebebi belli değil mi?

Şimdi bu kaleme aldığım yazıya itiraz edenleriniz olacak elbette…

Ben fikirlerimde ve düşüncelerimde sonuna kadar haklı olduğuma inanıyorum…

Benim fikir ve düşüncelerime karşı olan varsa buyursun şu sorumun cevabını versin o zaman…

Atatürk Üniversitesinde bu yıl ya da önümüzdeki sene diploma vereceğiniz öğrencilerinizin içerisinde bir tane o kıytırık ve kepaze filminizde oynatacağınız öğrenciniz yok muydu da dışarıdan Amatör bir tiyatro oyuncusunu başrol oynattınız?

Foyanız ortaya çıktı beyler, bayanlar…

Sizlere Hocalarım demek isterdim ama maalesef diyemeyeceğim…

O adına kısa film dediğiniz, bir zamanlar el kameralarıyla ya da cep telefonlarının kameralarıyla sokak aralarında günlük hayatlarını, mahalle kavgalarını ve çocukluk hatırlarını tazelemek için senaryosuz, yönetmensiz, gelişi güzel ve spontane gelişen hallerini sosyal medya hesaplarından ve internet ortamından paylaşanların çok çok daha altında sergilediğiniz eseriniz bizleri sukutu hayale uğrattı. (Örneğin; Sıfır Bir Adana isimli internette izlediğimiz, senaryosu olmayan, gelişi güzel çekilmiş bir film bile, sizin Profesör Doktor, Doçent, Öğretim Görevlisi, Araştırma Görevlisi ve İletişim Fakültesi öğrencilerinden oluşturularak çektiğiniz filmden daha akıcı ve daha güzel geldi bana)

Hay… Hay… Hay… Hay…

Bakar mısınız? 

Atatürk Üniversitesi iletişim Fakültesi 15 Temmuz'un 9. Yıl dönümünde kısa bir film hazırlamış ve bu filmin gösterimine de Şehrin tüm protokolünü davet etmiş…

Göğsü kabara kabara…

Bu Filmi Rektör beye hiç izletmediniz mi?

Gördüğümüz kadarıyla Rektör hocamız, göreve geldiği ilk günden itibaren hedeflerini ortaya koyan, koymuş olduğu hedefleri doğrultusunda emin adımlarla ilerleyen, gerek akademik kadrosu tarafından gerekse şehrimizdeki siyasetçi, bürokrat ve yerel halk tarafından bugüne kadar ki çıkışları takdirle karşılanan bir yönetim anlayışı sergilerken, İletişim Fakültesi tarafından hazırlanan ve hazırlanışında "Darbe Kafası" isimli film ile misafirlerinin karşısına çıkması rektör hocamızın da göreve geldiği ilk günden itibaren hafızalarımıza yer ettiği vizyonu yerle yeksan etti.

Filmin sonundaki düşüncem; Atatürk Üniversitesi, Rektörüyle, İletişim Fakültesi Dekan, Öğretim Görevlileri ve öğrencileriyle sınıfta kaldı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —