Milli Mücadele döneminde Anadolu kadını

Milli Mücadele döneminde Anadolu kadını

Milli Mücadele döneminde Anadolu kadını
3 ERZURUMHABER25: Kadının erkekle omuz omuza, birlikte ülkenin kaderinde söz sahibi olduğu, geleceğini erkekle birlikte yarattığı dönem; milli mücadele dönemi. Türk kadınının belki de özgürleşme yolunda attığı en büyük adım bu dönemde gerçekleşiyor. Bu tespiti yapıyoruz çünkü erkekle birlikte hem cephede hem cephe gerisinde vatan savunmasına girişiyor ve kendini gerçekleştirmeye başlıyor kadın. Amazonlar ile eşleştirilen Anadolu Kadını bu dönemde kimliğini kazanıyor, toplumdaki yerini almaya başlıyor. Elleri nasırlanıyor, yarılıyor, yüzü esmerleşiyor. Çünkü o eller saban tutuyor, tarla sürüyor, ekin ekiyor, silah tutuyor, mermi taşıyor, kağnı çekiyor. Hem erkek hem kadın oluyor; onların deyimi ile ?cephede erkek, evde kadın?. Halide Edip, Millî Mücadele`nin başında Kalaba Köyü`nden gelen bir kadının yaz toprakları gibi çatlamış ellerine dikkatlice bakar, köylü kadın bunu görür ve `İçerinin karısıyım, dışarının erkeğiyim. Bu el yumuşak kalsın, beyaz kalsın olur mu?` der. Toplumsal yaşamda var olmaya başlıyor kadın. Çanakkale Savaşı?ndan hemen önce ise kadınların askerlik yapıp yapamayacağı tartışılıyor. Bu tartışmalar üzerine kadın dergileri kapağına asker kıyafetli bir kadın resmi koyup altına şöyle yazıyorlar: ?Vatan isterse kadın da asker olur?. Kadıköylü Nimet Nazmi Hanım kadınların tüfek bile taşıyamayacağını söyleyen bir gazeteye yazdığı mektupta şöyle seslenir: ?Sözünü ettiğiniz o tüfek kadınlara tüy gibi gelir. Kadınlar sırtlarında evlerini, ailelerini, yurtlarını, dünyayı taşırlar. Susmak inceliğini gösteriniz.?  Ve bu tartışmalardan sonra kadınlar askerlik şubeleri önünde peçelerini açarak toplanır; ?peçeyle askerlik olmaz bu nedenle peçeleri de attık? derler. Toplumsal yaşama dahil oldukça üzerindeki gerici baskıyı da kırmaya başlıyordu kadınlar. Kimi peçesini attı cepheye koştu, kimi erkek kılığına girdi saçlarını kesti cepheye koştu. Avustralya gazetesi olan The Age?in 1915 senesinin Eylül ayındaki bir sayısında şu şekilde bir yazı yer almaktadır: ?Erkek kılığındaki Türk kadınları cephede çatışmalara katıldı. Cephede olduğu kadar cephe gerisinde de askerlere mermi ve erzak taşıyarak zafere katkıda bulundular. Anafartalar 56. fırkada silahlı mücadeleye katılmış kadınlardan biri Mücahide Hatica Hanım?dır. Ahmet diye çağrılıyordu ve gerek şarapnelle gerekse kurşunla 9 farklı yerinden yara almıştı. Nezahat Onbaşı da Albay Hafız Hamit Beyin kızı idi ve 3 sene tüm savaşlara katılmıştı. 70. Alay ile birlikte zafer yolunda siperlerde mücadele etmişti? İşte kadının bir yandan vatan, diğer yandan özgürlük mücadelesi verdiği dönem... CEPHE GERİSİNİ ÖRGÜTLEYEN KADINLAR Kadınlar bu dönemde cephede savaştığı gibi cephe gerisinde de çok önemli işler gördüler. Bir kısmı cephane imalathanelerinde çalıştı bir kısmı bu cephaneleri siperlere taşıdı. Yardım dernekleri kuruldu, Kızılay örgütlendi, cephedeki askerler için seferberlik başlatıldı. Mustafa Kemal o dönem Anadolu kadınlarının bu çalışkanlığını şöyle tanımlıyor; ??Dünyada hiçbir milletin kadını ?Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim.? diyemez.? Amerikalı bayan yazar Ann Bridge ise gördüklerini şöyle anlatmaktadır: ?? Sonsuz bir insan seli, birbirlerinden bir buçuk metre aralıklarla ve tek sıra halinde akıyordu. İnsanlar taşıdıkları tüfek demetleri, cephane kutuları ve top mermilerinin ağırlığı altında öne doğru eğilmişlerdi. Daha şaşırtıcı olanı, bu insanların dörtte üçünden fazlasının kadın olmasıydı. Pembe eteklikli bölgesel giysiler ve parlak çiçekli kiraz rengi şalvarlar giyen kadınların bazıları sırtlarına sarılı yükle beraber, kucaklarında emzikli bebeklerini taşıyorlar, bazılarının arkasında ise kaygan çamurda kısa adımlarla yürüyen iki ve üç küçük çocuk bulunuyordu. Böylece bir gece önce İstanbul?dan kaçak olarak gemi ile gelen askeri malzeme, Küre Dağlarını aşıyordu?? KADINLAR MEYDANLARI ZAPTEDİYOR! Kadınların cephe gerisinde yaptığı en önemli işlerden biri de işgale karşı mitingleri örgütlemek oldu. Bu süreçte kadınlar meydanlara çıktı, kürsüleri devraldı. 19 Mayıs 1919 Fatih Mitingi kadınların önderlik ettiği en bilinen mitinglerden biridir. Mitingde konuşma yapan Halide Edip Adıvar, Meliha ve Naciye Hanımlar ateşli sözleriyle halkı da heyecanlandırdılar. Halide Edip halka umutla sesleniyordu; ?Müslümanlar, Türkler! Türk ve Müslüman bugün en kara gününü yaşıyor. Gece, karanlık bir gece.. Fakat insanın hayatında sabahı olmayan gece yoktur. Yarın bu korkunç geceyi yırtıp, parlak bir sabah yaratacağız.? 20 Mayıs 1919?da Üsküdar Doğancılar?da yapılan mitingde ise Asri Kadınlar Cemiyeti adına Sabahat Hanım yaptığı konuşmada, milletin ve özellikle kadınların millî hislerini harekete geçirerek mücadele arzusu uyandıran şu sözleri söyler; ?İşte, hayatı, ruhu Türk olan İzmir?i bugün Yunanlılar aldılar. Belki yarın sinemizden bir şey, kalbimizden bir hayat koparır gibi birer birer Konya?mızı, Bursa?mızı, hatta evet bütün güzellikleri ile çok sevgili İstanbul?umuzu isteyecekler. O zaman, bu hayatımıza zehirli tırnaklarını takıp her fırsatta bizi biraz daha ölüme yaklaştıran bu kahredici kuvvetler karşısında, yine bu sükût ve tevekkülle mi yaşayacağız? Ben buna hayır diyorum, biz kadınlar bu hak cihadında en önde olacağız.? BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDE KADIN CEMİYETLERİ 1908?lerde başlayan demokratik kadın hareketi Çanakkale Savaşı?nda doruğa çıkıyor. Eşitlikçi ve özgürlükçü özellikler taşıyan bu hareket milli mücadeleye doğru büyüyor. Bir yandan mitingleri örgütleyen kadınlar diğer yandan kamuoyunu ve halkı örgütlemeye devam ediyor. Cemiyetler kuruyor, dergiler ve gazeteler çıkarıyor. Aynı zamanda halkı fiili olarak da mücadeleye davet ediyor. Bu dönemde kadınların kurduğu çeşitli cemiyetler büyük hizmetler vermiştir milli mücadeleye. Fakat bunlardan en önemlisi 5 Kasım 1919?da Sivas?ta kurulan Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti?dir. Yönetmeliğin 1. maddesi uygulamaya konularak, diğer şehirlerde de cemiyet?e bağlı şubeler açılmıştır. Meselâ: Amasya (başkan Asiye Remzi), Kayseri (başkan Seyyide), Niğde (başkan Feride), Erzincan (başkan Ayşe), Bolu, Burdur (başkan Fıtnat), Pınarhisar (başkan Refia), Kangal (başkan Ulviye), Erzurum? gibi. Bunlar Sivas?taki merkezle daimi bir ilişki içinde idiler. Kadın ve erkeğin birlikte vatan mücadelesi vermesi yolunda büyük emek vermişledir. Türk Kadını eşitlik, özgürlük mücadelesinde en önemli adımlarını atmıştır bu dönemde. Ve her ne kadar isimleri bilinmese de birçok kadın önderlik etmiştir bu mücadeleye. Halide Onbaşı?dan, Nezahat Onbaşı?ya, Şerife Bacı?dan Erzurumlu Kara Fatma?ya, Halime Çavuş?tan Tayyar Rahmiye?ya kadar? Bugün Türk kadınının zulme karşı o başı dik karakterinin oluşmasında milli mücadele dönemindeki önder Anadolu kadınlarının rolü belirleyicidir. Halide Edip Sultanahmet Mitinginde konuşurken ? 1919 Kara Fatma Çetesi
aydinlikgazete.com

Anahtar Kelimeler: 0

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Erzurum

28.03.2024

  • İMSAK 04:33
  • GÜNEŞ 05:58
  • ÖĞLE 12:25
  • İKİNDİ 15:56
  • AKŞAM 18:42
  • YATSI 20:01
  • Perşembe 0.1 ° / -10.1 ° false
  • Cuma 4.4 ° / -5.3 ° false
  • Cumartesi 5.7 ° / -3.2 ° false