3:A.! 1:T.!

3:A.! 1:T.!

3:A.! 1:T.!
0Öncelikle elim bir uçak kazası sonrası ebediyete , şehatedle yürüyen Mehmetçiklerimize Yüce Allah tan, rahmet diler, Efendimizin şehadet ve şefaat iklimine ulaşabilmeleri dileklerimle başta ailelerine ve milletimize sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Başımız Sağolsun.! Birkaç gündür gönül dostlarımızdan ve öğrencilerimizden gündemlere dair neden yazmadığımıza yönelik tenkit ve sorular alıyorum. Özellikle sosyal ve içtimai hayatımıza yön veren son dönem gündeme dair algı operasyonları ile ortak bir doğru etrafında bile birleşebilmemizin önüne geçen keşmekeşlik karşısında neden susup kaldığımız sorgulanıyor. Aslında içinde yaşadığımız Anadolunun kıyametine delalet edebilecek ve koptuğu takdirde başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına alabilecek bir tufanın arefesinde olmamıza rağmen iktidar ve muhalefet yandaşlarının bu fırtınaya rüzgar olma yarışları bizi içselleştiriyor. Hadiselere oluşturulmaya çalışılan algı operasyonları penceresinden sadece yaklaşıp, hayati meseleri detayı ile, sebep ve sonuç ilişkisi çerçevesinde idrak edemeden sadece gözlere hitap eden bazı sembolik resimlerle ve yine sadece kulakları tırmalamadan öteye geçmeyen üç beş sembolik sloganla kendini ifade eden büyük meseleleri ve hedefleri belli şahısların olumlu ve olumsuz duruş ve tavırları ile özdeşleştiren dava.! ve gaza.! adamlarının galibiyet ve mağlubiyet etrafındaki kıyasıya komedi türündeki yarışları karşısında galiba en doğrusu sukut ikrardan diyip susmak veya susmaya çalışmaktır. Özellikle son algı operasyonlarının öne çıkan 3 ritüeli Şah- Fırat operasyonu, İç Güvenlik Yasası ve dolaylı yoldanda olsa kullanılması muhtemel Fırat Çakıroğlunun şehadeti meselelerinden bahsediyorum ve bu üç gündemle ilgili yapılan bütün değerlendirmeleri sosyal ve sanal medyadan takip ettikçe Anadolunun?da kıyametine sebep olması muhtemel tarihten bir tekekkerrürle yüzleşiyoruz : Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri İstanbulu fetih için Bizans surlarını döverken, zorlarken, surların arkasında Bizans ahalisi meleklerin erkeklikle, dişiliği arasında kaosa ve kargaşaya sebep olabilecek tartışmalar yaşıyorlarmış gaflet içerisinde ve Fetihle uyanmışlar bu gafletten fakat iş işten çoktan geçmiş. Günlerdir Şah -Fırat operasyonu ile galibiyet ve mağlubiyet algısını idare etmeye çalışanlar operasyonun tersi istikametinde bir hareket olsa idi orada şehit edilecek onlarca ana kuzusunun yasını mağlubiyet ve galibiyet değiş tokuşu ile tutacaklardı galiba Diğer taraftan, Türk devletine düşman İşid, ypg, pkk ve Suriye rejimi kıskacında kalmış Türbegah korumalarının can sağlığının karşılığında alınan şantajlar üzere verilecek tavizlerde bu kez ihanetle özdeşleştirilerek taraflar açısından yine bir galibiyet ve mağlubiyet rütüeline pekala dönüşebilecekti. İslamda tabu ve şirk aracına dönüşmüş türbegahların olup olmaması İslam alimlerinin tartışması gereken bir mevzu olup bunun taşınıp ve taşınmaması üzerine yapılan galibiyet ve mağlubiyet yarışı ise Bizans ahalisinin gaflet ve delaletine eşdeğer bir komedidir. Ülkeyi asli meselelerinden ve problemlerinden uzaklaştırma amaçlı bir algı operasyonudur.! Diğer bir mevzu ise İç güvenlik yasası ile ilgili maddeler olup tarafların anlaşılması mümkün olmayan bir ittifakla farklı bir algı operasyonuna sebep ve alet olmalarıdır ki, söz konusu maddeleri tek tek okumuş bir insan olarak bu maddelerden karnı ağırması gereken sadece terörize olmuş veya olmaya aday guruplar olmalıyken. Vatanın hattı müdafaasında canını hiçe sayarak ortaya yüzünü kapatmadan erkekçe mücadelesini etmiş , mazlum vatandaşların canına, malına, zamanına suç unsuru hiçbir araç gereç kullanmamış, kastetmemiş Ülkücülerin maalesef ki meclisteki konu mankeni vekillerinin hangi akıl ve mantıkla karşı çıktıklarını ve bu çirkin ittifakta hangi değerler etrafında birleşebildiklerini aklım almış değil.! Kıymetli dostlarım maddeleri sizde tek tek okursanız şüphesiz aynı kanaate ulaşacaksınız ve mevcut iktidarın ileride olması muhtemel gezi vari kalkışma ve toplumsal olaylarda,kargaşalarda anında müdahale yetkisi ve zaman tasarrufu çerçevesinde yetki artırımından başka bir şey değildir. Karnı ağrıyacak olan var ise oda teröre bulaşmış veya bulaşmayı planlayan PKK, Dev-sol, Tikko, Dev- Genç, Hizbullah, İşid, El Kaide vb gibi örgütleri veya örgütlenmeye çalışan diğer terörize gurupları ilgilendirmektedir. Ülke insanının bir birlerini potansiyel suçlu görmesi sonucunda oluşabilecek toplumsal olay ve kargaşalarada, provakatif eylem ve gösterilerede devlet Toplumsal Birliği ve düzeni sağlamak için kadife eldiven içerisindeki demir yumruğuda indirmelidir. Bilmem farkındamısınız ama bu sembolik, temelsiz, görsel ve işitsel sloganlardan ibaret yaşanan bu tartışmalar bizi sadece millet olarak bölmenin ötesinde hiçbir işe yaramıyor ve bizlerei Bizans ahalisinin akıbetine sürüklüyor. Yine yakın gündemin 3. Rütüeli ve özellikle şahsımdan ısrarla değerlendirmesi istenen son şehidimiz Fırat Çakıroğlunun şehadetini sebep ve sonuçları ile değerlendirmeyi düşünüyordum .İktidar ve muhalefeti ile ülke insanlarımızın belki şimdilik Devlette birliği bütünlüğü sağlasa da, çoğrafik ve demografik açıdan bir ayrılık noktasına getirilişinin ve muhtemel ileride toplumlar arası potansiyel suçlu psikolojisinin öne çıkan bir kıvılcımı niteliğindeki Şehadet sürecini sebep ve sonuç ilişkisi ile değerlendirmek üzere şimdilik öteliyorum. Fırat Çakıroğlunun cenazesine sahip çıkamayan, ta şehidin yıkanırken bir tas su dökemeyen, t ebedi istiragatına kavuşacağı an mezarına bir külek toprak atamayan, üç günlük evinde şehidin sahibi olarak teziyeleri kabul edip mevlüdünü tüm teşkilatları aracılığı ile aynı vakitte tüm türkiyede okutamayan zihniyet karşısında söylenecek sözleride bu zihniyetin yıllardır meşruiyeti adına yalakalık ve askerlik yapanların vicdanlarına bırakıyorum .! Fakat bu devirde sırf ağzı olduğu için konuşma hakkını kullanan ve kendilerini inanç ve ideal sembolü olarak görüp bu çoğrafyada kopması muhtemel bir tufanın değirmeninin tekerine çomak sokması gerekirken, ayrılığa ve aykırılığa sebep olabilecek nitelikte ki bu ateşe su taşıması gerekirken, körükle bu ateşi alevlendirmeye çalışanların oyununu bozmak adına, menfaatleriile çelişmek üzere üç beş cümlede olsa bir şeyler sarf edilmesi gerektiğine inanıyorum. Sadece Fırat çakıroğlu gibi tabanda samimiyetle davasına ve mücadelesine sadık genç kardeşlerimize atfen : Ülkücüler için asl olan yaratılanların en şereflisi İnsandır ve onların değer ve müşterekleri etrafında oluşturdukları Millettir. Dünyadaki canlı cansız her varlıkta İnsan için yaratılmış nimet ve araçlardır. Bir Devlet ve Toprak milleti yaşattığı, özgür ve bağımsız kıldığı, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşıladığı, sıkıntı ve problemlerine çözüm üretebildiği, Sosyal Hukuk devleti olarak toplumsal düzeni ,birliği,sağladığı açlık ve sefaletin önüne geçebildiği, müddetçe Kutsaldır ve devam edebilirliği söz konusu olabilir. Milleti ve Milletin inanç ve değerlerini temsil etmeyen, ortak menfaatleri yansıtmayan, birlik ve beraberliğin önünde engel teşkil eden hangi fikir,inanaç,kişiler, zihniyetler, maddi ve manevi tabular Millet varlığı karşısında kutsal değildir ve bunlara alet olunmamalıdır. Ülkücü hareketin fikir ve zihnitette beslendiği kaynak Türk Milletinin milli ve manevi tabulaştırılmamamış değerleri olup, hareket noktası ise milletin temiz vicdanları,sarsılmayan imanlarıdır. Varılması gereken nihai ideal ise mensubu olduğu milletinin mutluluğu, özgürlüğü, tokluğu, güçlülüğü ve mazlum milletlerin hürriyeti ve bağımsızlığıdır.! velhasıl Hak Yolu Hakikat Yolu ALLAH cc nun Yolu ve Rızasıdır. Anadolu çoğrafyasında dahili ve harici unsurlar tarafından kurulmaya çalışılan mahkumiyet ve mecburiyet koşulları ışığında Böl-Parçala-Yönet ve Sonra Yoket Tezgahında hiçbir Ülkücü : hangi inanaç ve düşünceden olursa olsun insanımızı ötekileştirerek, potansiyel suçlu görerek göstererek, ayrılmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmemelidir. Terörize grupların bölme amaçlı antrenmanlarına panterlik yapmamalıdır. Ülke meselelerine duyarsız kalmayıp millet vicdanında karşılık bulabilecek nitelikte sosyal,kültürel,siyasal faaliyet ve gösterilerde hiç kimseini can ve mal güvenliğine kastedmeden varlığını hissettirmeli ve milleti doğru yönlendirebilmelidir. Millet anlamıyor, hak vermiyor diyede millete cebir, tahakküm ve aşağılayıcı söylem ve eylemlerden kesinlikle uzak durmalıdır. İslam Ahlak ve Fazileti ile yücelmiş, Türklük gurur ve şuuruyla bilinçlenmiş, bir eli ilimde ,fende, teknikte bir eli Kur-an da Sünnette olabilen, bir ayağı Mazisinde ,bir ayağı İstikbalde olabilen, neye neden inanması gerektiği için okuyan,araştıran,tartışan, sorgulayan , gaza ve cihad şuuru ile donanmış, İman ve İdealizimle yoğrulmuş, ruhu bedenine hakim, bedeni ruhuna mahküm inançlı ve idealist bir Altın neslin sosyal,siyasal,kültürel ve ekonomik ifadesi ve sembolü olabilecek Türk- İslam Ülkücüleri olarak Milletin vicdanında, yüreklerinde hak ettikleri yeri muhakkak alacaktır ve gerek Anadolunun gerekse Tüm Dünyanın kaderine ve geleceğine sirayet edebilecektir. Unutmayınız ki Her Ülkücü Vicdan sahibidir ve Vicdanının sesini dinlemelidir. Kendisine ait olmayan tezgahlarda dokunmuyacak kadar da kumaşı temiz, vakur ve dirayetlidir. Menfaatin söz konusu olmadığı bir zeminde yokluk ve yoksulluk içerisinde hiçbir şahsi ve siyasi emel beslemeyen, mensup oldukları teşkilatlarda bu mihvalde mücadele eden genç Ülkücü Türk Milliyetçisi dava ve görev adamlarına son olarak Şeyh Edebalinin, Osman Gaziye veciz öğütü ile baş başa bırakıyorum.! selam-saygı-dua Ahmet Gökhan Yazıcı Ey Oğul; ?İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölürler. Unutma ki dünya sandığın kadar büyük değildir. Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüzdür. Hırsımız, bencilliğimiz?? Dünya bir garip han, bir hoyrat mekan, İnsan bir garip varlık kabına sığmayan? Hayat bir yudum su, bir anlık rüya? Ömür bir kısa yol tekrarı olmayan? Bu yolda nazarımızı sonsuzluğa dikip; büyük yürümek ve büyük ölmek gerek. Bu yolda hırs, diken; benlik ve kibir, engeldir oğul. Sakın ha kendine takılmayasın ve kendinde boğulmayasın. Teklik sadece Allah?a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kişilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmasan yolda takılıp kalırsın oğul. ?Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulup gidersin.? Bir dem gelir bir tekmeyle dünyaları yıkacak olursun, bir dem gelir yerdeki karıncaya mağlup olursun. Güç hayvanda bile mevcut. Akıl sadece anahtar. Anahtara takılmasın. Aslolan anahtarın açacağı kapılardır. Kapıların ardında hazineler, kapıların ardında sırlar vardır. Sırlar ki, ebedi muştuları koynunda barındırır; sonsuza kavuşturur. Aklını kullanıp dünyadayken cennetin kapılarını aralayasın oğul. ?Öfken ve benliğin bir olup aklını yener! Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın, azminden dönmeyesin. Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil, her işin gereğini vaktinde yap!? Öfke ateş, öfke afet, öfke şeytandır oğul. İnsanoğlu dağları devirir; ama öfkesine mağlup olabilir. Öfkeyle savaşı daima taze tutmak gerektir. ?Yolcu, buruk baş gerek Gözde daim yaş gerek Huy biraz yavaş gerek Yoksa yollar aşılmaz.?. diyen ne güzel söylemiştir. Öfke benliğin yemi, en lezzetli gıdasıdır. Benlik semirdi mi irade yok olur gider. İradesi zayıflayanın ruhu intihar eder. Posalaşmış bir beden taşımak ne ağır zillet, ötelere kapalı bir ruh taşımak ne büyük ihanet. Sabırsız olmaz oğul. Sabırsız menzile varılmaz. Kaf Dağı?na sabırsız ulaşılmaz. ?Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır.? İnsan ocaklar gibi yanmalı, yanmalı da kimselere gamını ilan etmemelidir. Gözünü ötelere dikesin oğul, hesabını idealine göre yapasın. Şunu da asla unutmayasın: ?Her şeyin vakti tayin edilmiştir. Vaktinden önce öten horozun başı kesilir.? Vazifen çetin, yükün ağırdır oğul. Hizmette önde ücrette geride olasın. Vazifenin en ağırına talip olmakta kaçınmayasın. Vazifenin ağırlığı Yaratan?ın kullarına ihsanıdır. ?Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördüğünü söyleme, bildiğini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme.? Bizler nefreti eritmek için, muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hakim kılmak için çıktık yola. Bu yolda utanacak bir şeyimiz yoktur. Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul. Ama altının değerini de sarraf bilir, sözünü muhatabına göre ayarlayasın. Cahilin karşısında altınlarını çamura atmayasın. Yiğit olan kördür, kötülüğü görmez; sağırdır, kem sözü işitmez; dilsizdir, her ağzına geleni demez. Bildiğini de her yerde ayaklar altına sermez. Yunus gibidir o; yüreği muhabbete, gönül ibresi Hakikate ayarlıdır. O bir defa söz verdi mi, onu namusu bilir. ?Ananı, atanı say; bereket büyüklerle beraberdir!? Anadolu; içinden kıvrım kıvrım ırmaklar akan, ağıtları alev alev ciğerler yakan? ?Ana?larla dolu olan? Ana çile yumağıdır, oğul dua kaynağıdır. Ana yüreği narin bir ipek, ata bileği Hakk?ın diktiği en sağlam direktir. Ne ananın ince yüreğini yakasın, ne de babanın kapı gibi bileğini kırasın oğul. Yarın yuva kurduğunda ocağınla onlar arasında köprü olasın. Ana ve ata düşmemek için sırtımızı dayadığımız duvardır, yarın duvar yıkıldığında kıymetini anlarsın. ?Sevildiğin yere sıkça gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibarın kalmaz. Düşmanını çoğaltma, haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki; atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!? Her şeyin ortası makbuldür, sevginin de. Sevdiğini gereğinden fazla sevmeyesin. Sevgini de, sadece yüreğinin eline vermeyesin. En çetin imtihan ?sevgi?yle olanıdır. ?Kişi ne kadar bahadır olsa da, muhabbete tuş olur.? diyen atanın sözünü aklından çıkarmayasın. Böyle imtihan olmamak, istikbalde neslinden utanmamak için gecelerin bağrında, seherlerin aydınlığında duaya durasın. Senin ideallerin ve geleceğe dair hedeflerin var oğul. Gönül adamı ömrünü boşa harcamaz, yüreğini ucuza satmaz, edep tacını başından almaz. Gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir. Haklı olduğunda kavga vermesini bilir. Kavgayı sadece bileğiyle değil, ilmiyle ve yüreğiyle yapmasını bilir. İyiliğe kötülük, şer kişinin kârı, İyiliğe iyilik her kişinin kârı Kötülüğe iyilik de, er kişinin kârıymış oğul. Sen bizim rüyamız, sen bizim devâmız, sen bizim duamızsın oğul. Daima başın dik, alnın ak, gönlün pak olsun. Zümrüt-ü Anka?nı iyi seç ki Kaf Dağı sana yakın olsun. Yolun ebediyete kadar açık olsun.

Anahtar Kelimeler: 0

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Erzurum

20.04.2024

  • İMSAK 03:51
  • GÜNEŞ 05:23
  • ÖĞLE 12:19
  • İKİNDİ 16:03
  • AKŞAM 19:05
  • YATSI 20:30
  • Cumartesi 17.4 ° / 5.7 ° Güneşli
  • Pazar 15.5 ° / 5.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 16.3 ° / 4 ° Güneşli