Meydan boş, darbe yapalım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın 5 günlük Amerika gezisi, bazılarının hiç küllenmeyen darbe hevesini de yeniden gün yüzüne çıkardı. Hazır meydan boştu, o zaman darbe yapmanın tam zamanıydı. Darbe yapamazsak da, millete, devlete ve hükümete bu korkuyu salmamız bile, bir kaç canlı bombadan daha etkiliydi ve daha az masraflıydı.

Çok ahlaksızca, gerçekten de çok hayasızca olan bu düşünceye sahip insanlarla aynı ülkede yaşıyor olmak, aynı havayı solumak, aynı cadde ve aynı sokaklarda bulunmak ne kadar kötü.

Kötü olan, onun hangi düşünceye sahip olması değil, sahip olduğu bu düşünceyle, bütün bir ülkeyi, bütün bir milleti ve bütün bir milletin geleceğe dair umutlarını da mahvetme arzusu, çabası ve hastalığına sahip olmalarıdır.

Doğrusu bu millet darbe paranoyasından kurtuldu. Meydan boşmuş, doluymuş gibi bir derdi olmayanların, bir gece yarısı hepimizi potansiyel suçlu bilen ve ona göre davranma dönemi bitti. Şimdi darbeciler, kapımızı kırıp, içeriye girmiyor.

Koca bir ülkeyi açık cezaevi haline dönüştüren bulunmuyor.

Koca bir kenti, bir kişinin zalimliğine emanet edene de rastlanmıyor.

İşkenceler, kötü muameleler ve çok kötü bir yönetimle ülke uçurumdan aşağıya yuvarlanmıyor.

Tabii ki bu da darbe heveslilerinin hiç bitmeyen arzusunu gerçeğe dönüştürmeye neden olmuyor.

O nedenle sürekli boş bir meydan arıyor, gerektiğinde şartları olgunlaştırarak, meydanı hazır hale getiriyorlardı.

Sanki ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yurtdışına çıkıyormuş gibi, sanki ilk kez koltuk boş kalıyormuş gibi ve sanki bu ülkede birisi yurtdışına çıkınca, tüm kurum ve kuruluşlar, potansiyel el konulacak hale dönüşüyor gibi davranmalarını anlamakta zorlanıyorum.

Özellikle son birkaç gündür, insanların bilinçaltına yerleştirmeye çalıştıkları gerçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika´ya gidecek ve bu, onun son gidişi olacak.

Çünkü meydan boştu ve bu meydan kendilerine kalmalıydı.

İhanetiyle meşhur, insanlığıyla tartışmalı olan bu çevrelerin yerleştirmeye çalıştığı ve sürekli tekrar ettiği, doğrusu bazı çevrelere de bu korkuyu yerleştirdikleri bir gerçek.

Bu korkunun sonucudur ki, Twitter´de WoLoveErdoğan hashtagıyla Twitter´i bile ürkütmeyi başardılar.

Oysa bütün bunlara gerek yoktu.

Cumhurbaşkanının beş günlük Amerika gezisinin üç günü gitti, kaldı iki günü.

Üç günde darbe yapmayı beceremeyenler, askeri kışkırtmaya başladılar.

Askeriyenin içinde muhtemelen yandaşlarını da zemin yoklamaya zorladılar. Meydan, ne kadar kendilerine uygundu.

Bu nedenle Genelkurmay bir açıklama yaptı.

Bu açıklamada dikkat çeken bölümler vardı ve altı çizilmesi, bütün darbecilere günde üç öğün yedirilmesi gereken satırlar da vardı.

?Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığını her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetlerinde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir.?

Bu söz, darbenin yasadışı olduğunun bir delilidir aslında.

Ve bunu söyleyen genelkurmay, daha önce darbe yapan bir kurumun devamıdır.

Bu cümlede, ?darbecilerin harekete geçirmeye çalıştığı? kesime yönelik de mesaj var; ?Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir.?

Yine genelkurmayın açıklamasında, bu tür yayınların ?Bambaşka saiklerle yapıldığı?nın anlaşıldığı da belirtiliyor.

Ve yine bu tür yayınların ?Hiçbir hukuki, insani, vicdani ve akli dayanağı olmayan, basın etiğinden ve üslubundan uzak, haddini aşan? haber ve yorumlar olarak değerlendiriyor.

***

Genelkurmay, kurumlar içinde kurduğu cümleye ve cümlede yer alan her kelime ve her heceye özel önem gösteren bir kurum olarak eskiden beri biliniyor.

Burada ?hukuki? olmadığı anlaşılan, ?insani, vicdani ve akli dayanağı? olmadığı da özellikle vurgulanan yayınların sahiplerini nasıl gördüğünü de gösteriyor.

Bu açıklama, bütün darbecilerin ?insan? olmayacağına ilişkin savımızı da destekliyor.

Yine bunların hukuku çiğnediği, vicdanlarının bulunmadığı, akıl sahibi olmadıkları gerçeğini de bir kez daha hatırlatmış oluyor.

Bütün bunları yapanların dinsiz olması halinde anlayışla karşılanacağı muhakkaktır ama bunu, ?Allah´a inandığını? söyleyen, ?Kün feyekün?ü bilenlerin söylemesi garip.

Siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın, ?Ol? deyince ?olduran?, ?öl? deyince ?öldüren?in kudretini hesaba katın?

Gerisi inanın abesle iştigaldir?

Tweetimden seçmeler

İlginç ama aynı ülkede yaşadığımız halde, bir kesim ülkeyi mahvetme derdinde, diğer kesim ise kurtarma ve daha ileriye götürme derdinde.

www.naifkarabatak.net