Gafillerin Mesleği: DALKAVUKLUK!

?Ancak doğru olursan kazanırsın

Ancak dik durursan kazanırsın

Rüzgara göre eğilen, rüzgara göre yön değiştiren,

Kalıba göre şekil alan, ilke tanımayan, çizgi tanımayan,

Ahlak ve edep tanımayan hiçbir mücadele zafer kazanamaz.

Başarı sağlayamaz, menzile ulaşamaz.´

Sayın Cumhurbaşkanı´mızın eski konuşmalarından bir kesiti referans alarak yazmaya başlamak istedim bu hafta. Öylesine güzel ve anlamlı geldi ki bu ifadeler bana. Hem şahsiyet sahibi bir duruşun tarifini yapmış hem de adeta dalkavukluğun beş para etmeyeceğini vurgulamış. Ne çok dalkavuk türedi birden bire değil mi? Samimiyet yoksunu ifadeler, menfaat yüklü sevgi gösterileri arttı da arttı. Etrafımızı bu dalkavuklar kuşattı ama bu dalkavukluğun bize yapılmadığı kesin. Gerçi nereye niye kimin için yaptıklarının ne önemi var ki? Gününün adamı onlar ne de olsa. Hakikatin savunucusu değiller. Pusulaları sapmış, şirazeleri kaymış hepsinin. Aslına bakılırsa bu dalkavukların en başında bu vasıflara ne kadar vakıf oldukları da ayrı bir tartışma konusu olacak kadar gerçekliğini koruyor.

Her dönemde gücü eline alan her kim olursa saniyeler içinde ona meyletme eğilimi tavan yapıyor bunların bünyelerinde. Seversin, hayran olursun anlarız ama dalkavukluğu meslek edinmek nedir? Hiç mi utanmaz yüzün be kardeşim, diye sorarlar adama mutlaka bir gün. Hiç araştırmadan, sorgulamadan kalben inanmadan üç kuruşluk menfaat için ne bu debeleniş? Bataklıkta debelenmek nafile, hatırlatalım bunu da bir köşede. Neden mi bataklıktasın? Samimiyet yoksunusun. Bukalemunu kıskandırırsın be dalkavukzade! Ancak renkten renge ondan daha hızlı girdiğin için kıskandırırsın, kamufle olmayı başarabildiğin için değil ne yazık ki. Renkten renge girsen de yanlış yerlerde yanlış tonlar tercih edersin. Sen fark edilmiyorum sansan da bütün millet seni ayan beyan seyre çıkıvermiştir bile. O vakit dönersin dut yemiş bülbüle bu da kurtarmazsa yandaş yandaş öten bülbüle. Yandaş yahu adı üstünde yan gider, kimi zaman paralel gider canı sıkılır paralele gider ama eskaza da olsa gitmez ayağı doğrunun bir adım bitişiğine bile. Neyse sana güle güle.

Neyi neden niye savunduğunu bilmek temel ülküsü olmalı bireyin hayat yolunda. Yoksa dalkavukluktan başka hisse düşmez payına.

Hak aşığının hisse neyine?

Var bir ipek kumaşla evine

Kaftan diker, koyar dizin önüne

O ki, minnet etmez muhannete.

Ver kaftanı dalkavuğun eline,

Geçiriverir hemen üzerine.

Nerden, kimden diye sormaz bir kere,

Nasıl varır yüzün asıl mahkemeye?

Dalkavuk bu düşünür mü bir kere,

Kaftan için olur her kapıda pervane.

Biz veririz nasihati kaç kere,